3- Bartın;
Coğrafi;
Komşular; Bartın İli, Kastamonu, Karabük ve Zonguldak ile komşudur.
İlçeler; Amasra, Kurucaşile, Ulus merkez ilçe Bartın.
Yüzölçümü; 2120 km2.
İklim; Denize yakın ancak Balkanlardan gelen hava hareketlerinden etkilenen bir il olan Bartın ve çevresinde değişen -ılık-soğuk– Karadeniz iklimi özellikleri hissedilmektedir.
Bitki Örtüsü; Deniz kıyısında, ortalama yüksekliği 2500 m.denize paralel konumdaki dağlar ve tepeler başta Küre Dağları ve yüksek yaylalarla –Uluyayla, Ardıç, Kalkanlı, Zoni- Arıt– çevrili bir il olan Bartın ve çevresinde zengin % 46 ormanlık alanlarda çeşitli bitki ve ağaç türleri –meşe, kayın, kestane, ceviz, fındık, gürgen vb. bulunmaktadır.
Bartın ili ve çevresi başta 14 km. Bartın Çayı- Parhenious- Kocaırmak, Kocanaz Irmak olmak üzere çeşitli akarsularla beslenmektedir.
Ulaşım; Bartın ve çevresine ülkenin her yerinden karayolları ile kolaylıkla ulaşmak mümkündür.
Ayrıca kente havayolu ve demiryolu yaklaşık 38 km. uzaklıktaki Zonguldak- Saltukova aracılığı ile ulaşılabilir.
Bartın limanı ile de kent ve çevresine denizden ulaşılabilir. Kurucaşile, Amasra ilçelerindeki özellikle yatlar için önemli limanlar bulunmaktadır.
Tarihi;
Parthenios- Bartın Çayı, Kocaırmak ile Kocanaz ırmaklarının ortasında, 1726 m. yükseklikteki Sarıçiçek Tepesi yakınında kurulu Bartın kentinde MÖ 14. yy. Gaşka, MÖ 13. yy. Hitit, MÖ 12. Frig, MÖ 9. yy. Fenike, MÖ 7.yy. Kimmer, MÖ 6. yy. Lidya, MÖ 547 yılında da Perslerin yaşadığı yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur.
MÖ 334 yılında Büyük İskender’in egemenliğine giren Bartın’ı daha sonra Makedon ardından Bithynia Krallığı, MÖ 279 yılında da Pontus Krallığı ele geçirmiştir.
MÖ 70 yılındaAnadolu’ya giren Romalılar tarafından alınan bölge ve Bartın Roma’nın batı-doğu olarak ikiye ayrılmasıyla 395 yılında Bizans’ın Karadeniz’e açılan önemli yerleşim yerlerinden biri olmuştur.
11. yy. da Selçuklular tarafından alınan Bartın’da 1270 yılında Cenevizliler, 13. yy. Candaroğulları yaşamışlardır.
Kent, 1395 yılında Yıldırım Beyazıd zamanında Osmanlılar tarafındanalınsa da tüm bölgenin Osmanlının eline geçmesi 1461 yılında Fatih Sulan Mehmet zamanında olabilmiştir.
Etrafındaki çok sayıda doğal, tarihi değerlerle her zaman önemli bir Karadeniz kenti olan Bartın, 1991 yılında il olmuştur.
Bartın kent merkezinde ve çevresinde yer alan tarihi ve doğal merkezler; 1872 yılında, Halil Bey tarafından yaptırılan dikdörtgen planlı, kubbesiz, iki pencereli kâgir yapı Halilbey- Yukarı Cami, 1864- 1897 yıllarında Bosna Valisi İbrahim Paşa tarafından kesme taştan yaptırılan, kare planlı, tek kubbeli, tek minareli, 32 pencereli zaman zaman onarılan İbrahimpaşa- Orta- Cami ile 1319 yılında yapılan sonradan onarılarak kültür evine çevrilen Aya Nikolas Kilisesi ziyaret edilmesi gereken önemli tarihi merkezlerdir.
Ayrıca Kurucaşile ile tarihi kentlerden Kromna Kenti, merkezi Tekkeköy- Hisarkale’de yer alan kale yakınında, içinde erzakların ve çeşitli malzemelerin saklandığı bilinen 7 adet kaya kuyudan oluşan Hisarkale Mahzeni de kent çevresinde görülmesi gereken önemli yerlerin başında gelmektedir.
3-1- 1- Amasra ve Kalesi;
Yeşilin 7777 tonunu mavinin tonlarıyla buluşturan, yedi tepe, beş yarımada ve iki ada üzerinde, Karadeniz’in dik yamaçlarına kurulu Amasra’nın tarihi 3000 yıl öncesine kadar gitmektedir.
Sesamos adasının bir limanı olan Amasra’nın bölge için önemli bir merkez olduğu yapılan araştırmalarla ortaya çıkarılmıştır.
Binlerce yıl Karadeniz’in en önemli noktalarından biri olmasını sağlayan doğal limanlarına neden olan çok sayıda adacık ve koyların yeşille süslendiği Amasra’da pek çok ulus –Pers, Pontus, Makedon, Roma, Bizans- yaşamıştır.
Daha sonra 13. ve 15. yy. arasında Cenevizlilerin yaşadığı Amasra’yı Fatih Sultan Mehmet Çeşm-i Cihan’a benzetmiş ve 1460 yılında Osmanlı toprağı yapmıştır.
3- 2- 1- Amasra- Sormagir Kalesi;
Amasra’da Sormagir Kalesi olarak da bilinen 200 x 300 m. boyutlarındaki kale, Boztepe Kemeri ile bağlanan iki kara parçasında- Boztepe Adası ile Zindan Mahallesi- yer almaktadır.
Kale, üç yönü denizlerle çevrili bir yarımada da Bizanslılar tarafından yapılmıştır.
Kale 13.ve 15. yy. da Cenevizliler tarafından kullanmış daha sonra 1458 yılında Osmanlılar tarafından onarılmıştır.
24 burçlu kalenin içinde kente adını ve ününü veren doğunun Kraliçe Amastrise’in Sarayı, su kemeri ile sonraki dönemlere ait freskli küçük bir de kilise bulunmaktadır.
Kent merkezinde, 9. yy. kale yakınında, bir Bizans kilise iken 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından onarılarak camiye çevrilen 11 x 7 boyutlarındaki Fatih Cami içinde Hıristiyanlık dönemine ait İncil’den alınan sahneler –İsa Peygamber’in Göğe Yükselişi- Ascension- çeşitli renklerle süslenmiştir.
Bir Bizans Şapeli iken resimleri kapatılarak, 15. yy.da mescide çevrilen, İçkale Mescidi ile Büyük Ada Kilisesi de ziyaret edilmesi gereken tarihi dini yapılardır.
Denizlerle çevrili, Sesamos adlı limana sahip bir yarımada olan Amasra’nın önceden bir ticaret merkezi iken şimdilerde turizm açısından önemli bir kenttir.
Halen Amastris’in deniz banyosunu yaptığı Direkli Kaya, Küçük-Büyük Limanlar, Gideros Koyu, Bozköyaltı Plajı, Kaleiçi, Karakaçak- Gürcüoluk Mağarası, Roma’dan Osmanlıya geçen ve bugün de kullanılan Kemere Köprüsü, Boztepe, Bakacak ve Grup tepeleri halen görenleri büyüleyen mekânlardır.
Ayrıca Roma Eyalet Meclisi iken daha sonra Bedesten olarak adlandırılan Roma dönemi yapıları bazilika, Akropol, hamam ve halen 80 m.lik kısmı açık, 50 odadan oluşan Yeraltı Geçidi-Çarşısı ile Roma – Bizans zamanında Başpiskoposluk merkezi Amasra’da özellikle MÖ 1. yy.- MS 2. yy. Hıristiyanlığın hızlı yayıldığı dönemlerden kalma Amasra Küçüktepe Martyriumu önemli tarihi yapılardır.
Ağaç oymacılığının en güzel örneklerinin yapıldığı Çekiciler Çarşısı, 41-54 yılları arasında yaşam boyu Pontos valisi unvanını alan Gaius Julius Aguilla tarafından yaptırılan Kuşkayası- Yol Anıtı kent ve çevresindeki ziyaret edilmesi gereken yerlerden bazılarıdır.
Amasra’da yazın mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerin başında gelen mağaralarda- Çakraz- Gürcüoluk, Kayadibi- Sipahiler mağaraları– içlerindeki dikit, sarkıt, traverten ve soğan oluşumlarla dikkat çekerken Kurucaşile kıyı mağarası, şelaleler, kanyonlar da önemli doğal merkezlerdir.
Ayrıca müze, kale plajları- Çakraz, Değirmenağzı, Harsa, Adataş, Akkonak, Deliklişile, Çambu, Moğada, Kızılkum, Güzelcehisar, Bozköy, Göçkün, Kayaaltı, Kuşna, Karaman Koyları, Felengit, Yalı Kapısı, Hacı Denizi, Boztepe- ve Tavşan Adası’nın yanında İnkumu ve Kurucaşile’de denizin tadını çıkarırken tekne turları, doğa yürüyüşleri, olta balıkçılığı, dalış merkezleri de yapılabilecek yerlerin en önemlilerindendir.
3- 3- 1- Uluyayla;
Bartın’a 31 km. uzaklıkta, denizden 1200 m. yükseklikte, hala doğal dengeye sahip, ormanlarda yetişen ağaçlar –kayın, köknar– ve çiçekler arasındaki yaylaya köylüler hayvanlarını otlatmaya, ziyaretçiler de doğayla kucaklaşmaya çıkmaktadır.