8- Kocaeli- İzmit- Nikomedia;
Coğrafi;
Komşular; İzmit ili, batıda İstanbul ve Yalova, doğuda Sakarya, güneyde Bursa ve Bilecik ile komşudur.
Yüzölçümü; 3.505 km2.
İlçeler;Derince, Gebze, Gölcük, Kandıra, Karamürsel, Körfez, Çayırovası, Dilovası, Darıca ve Kartepe’dir.
İklim; İzmit, Karadeniz ve Akdeniz ikliminin özelliklerini bir arada göstermektedir.
Körfez kıyılarında ılıman bir iklim –yazlar sıcak ve nemli, kışlar yağışlı ve serin– iken, dağlık kesimlere çıkıldıkça havanın her mevsim kuruduğu ve sertleştiği görülmektedir.
Bitki Örtüsü;
Tamamı az engebeli araziye sahip Kocaeli güneyinden kuzeye doğru eğimli % 74 plato ve yaylardan oluşmaktadır. Bu tipik Karadeniz yaylaları Karadeniz’e akan sularla- Çayırova, Dilova, Taşköprü, Ağva, Yulaflı, Kocadere, Asardere, Beyoğlu- Kavaklı, Karınca, Örcün, Halideresi ve Uşaklı derelerive Değirmendere suyu ile Sapanca, Hersek gölleri– kesilir.
Körfez yakınlarında ilin en yüksek yerleri % 19 dağlar ve tepeler- 654 m. Çenedağ, 1602 m. Samanlı, 1125 m. Naldöken, 1387 m. Dikmendağı, 917 m. Noydağı, 530 m. dağları ile 1606 m. Kartepe- Keltepe, 530 m. Karatepe tepeleri- kabul edilmektedir.
Yüksek kısımlar % 60 ormanlık alanlardan- fundalık, maki, zeytinlik ve kavaklık vb.– oluştuğu dikkat çekmektedir.
İlin % 7 İzmit Ovası, Altınova- Hersak Deltası ve Sapanca Gölü çukurluk alanları ile % 30 tarım alanlarından meydana gelmektedirler.
Ulaşım;
Önemli bir karayolu ağına sahip kente yakınındaki demiryolu ve İstanbul Sabiha Gökçen havalimanıyla da kolaylıkla ulaşmak mümkündür.
Tarih;
Asya ile Avrupa karayolu üzerinde yer alan İzmit’in tarihi MÖ 3000’lere kadar gittiği yapılan kazılarla ortaya çıkarılmıştır.
Bölge ve Kocaeli- İzmit’e iz bırakan çok sayıda ulustan – MÖ 1200 Hitit, MÖ 800 Frig, Bitinya ve Bebrik, MÖ 695- MÖ 625 Byrg- Birig MÖ 625 Kimmer- Gimmirai– bazılarıdır.
Daha sonra MÖ 712- MÖ 711 Yunanistan’ın Megara kentinden gelen Sit ve As adındaki Astrk kavimleri- göçmenler bugünkü Başiskele yakınlarında, Astakoz adıyla bir liman kenti ve Başkent kurdukları bilinmektedir.
İzmit’te bu kavimler yaşarken MÖ 680 Lidya ve MÖ 546 Persler ve MÖ 334 Makedonya Kralıİskender’in de kentte belli sürelerle olsa da varlık gösterdikleri bilinmektedir.
İskender bölge gibi kenti Perslerden alarak komutanlarından Trakia- Trakya Kralı’na bırakmıştır.
Daha sonra İskender’in diğer komutanı Lysimakhos tarafından yönetilen kent bu dönemde çok yıpranmıştır.
MÖ 326- MÖ 279 Bitinya- Bithynia Kralı Zipotes’in ardından oğlu MÖ 274- MÖ 262 yılında I. Nikomedes kenti, kendi adıyla Nikomedia- Nikomedya olarak yeniden kurulmuştur.
Bu dönemde kente daha önceleri inşa edilen Demeter Tapınağı’na ilave olarak hipodrom, saray, tapınak hamam, resmi yapılar, darphane ve tersane ile çeşitli resmi ve sivil yapılar eklenmiştir. Bitinya Bölgesi içinde yer alan İzmit- Nikomedya 150 yıl Helen kenti olmuştur.
İlk çağlardan beri farklı adlarla -Olbia, Astakos, Nicomedia, İznikmid, İzmid ve Kocaeli- anılan kenti değiştirerek geliştiren pek çok ulusla bugüne kadar kesintisiz bir yerleşim yeri olmuştur.
Bir dönem MÖ 148 yılında Kartaca Komutanı Anibal, Romalılara yenilince Bitinya Ülkesi- İzmit’e gelerek burada yaşadığı ve Gebze’de hayata gözlerini yummuştur.
Daha sonra bir ara Bergama Krallığı’nın saldırılarına da uğrayan İzmit, Bithynia Kralı III. Nikomedes tarafından MÖ 75- MÖ 91- MÖ 95 yılında Romalılara bağışlanmıştır.
Roma yönetimindeyken 284- 305 Roma İmparatoru Diocletian- Diokletionus tarafından yeniden başkent yapılan İzmit’in gelişimi bu dönemde de artarak devam ettiğini kente eklenen surları, su kemerleri, anıtsal çeşme, sunak ve su sarnıçları vb. anlaşılmaktadır.
Roma döneminde İzmit, Antakya ile İskenderiye’den sonra dünyanın 4. büyük kenti olmuştur.
Ancak her daim saldırıya açık diğer Anadolu kentlerinde olduğu gibi İzmit’te Pontus, 258 yılında Got, 284 yılında İran ve Arapların istila ve yıkımına sahne olmuştur.
İzmit’in önemli işlek yollar üzerinde ve kavşak konumunda olması coğrafi olarak avantaj olsa da kentin faylar üzerine kurulması uzun yıllar depremler yüzünden sarsılarak zarar görmesine de neden olmuştur.
Kocaeli- İzmit, 395 yılında Bizans toprağı iken Konstantin başkenti İstanbul’a taşımış ancak kendisi burada ölmüştür.
Daha sonra özellikle Roma İmparatorları Justinianus döneminde tekrar onarılarak eski gösterişli yaşamına geri dönmüştür.
1078 yılında Selçukluların eline geçen ve bu dönemde de başkent olarak varlık gösteren İzmit, 1097 yılında başkent Konya’ya taşınana kadar bölgenin en önemli yerleşim yeri olmuştur.
Daha sonra Latin- Haçlı Ordusu komutanı Aleksios Komnenos tarafından işgal edilen kent, 1207 yılında tekrar Bizans toprağı olmuştur.
Orhan Bey döneminde zaman zaman kuşatılan ve 1331-1337 yılında da Osmanlı’nın eline geçen kent İznikmid, İzmid- İzmit olarak anılmaya başlamıştır.
Fetret döneminde kent bir ara 1402 yılında tekrar Bizans toprağı olsa da bu durum uzun sürmemiş ve 1419 yılında, Gazi Timurtaşoğlu Umur Bey tarafından tekrar Osmanlı toprağı yapılarak imparatorluğun ilk tersanesi inşa edilmiştir.
Osmanlı döneminde özellikle Kanuni döneminde en parlak günlerini yaşayan bölge ve İzmit Akçakoca beyi tarafından alınınca Kocaeli olarak da anılmaya başlamıştır.
İlk dönemlerinden beri yoğun bir şekilde kullanılan karayoluna1873 yılında demiryolu da eklenince İznik mesiyle oldukça gelişmiştir.
I. Dünya Savaşı sırasında önemini yitiren ve oldukça zarar gören İzmit, 1920-1921 yılları arasında İngilizler ve Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir.
1921 yılında tekrar Türkiye topraklarına katılan İzmit, tarihin derinliklerinden gelen kalıntılarıyla mutlaka ziyaret edilmesi gereken önemli bir merkezdir.
İzmit ve Çevresindeki Tarihi Yapılar;
8-1-1- Nymphaion Çeşmesi;
Nymphaion, Roma döneminde, su perileri adına yapılan kutsal, anıtsal çeşmelerdir.
Bu Nymphaion’da 2. yy. Roma dönemine ait kutsal bir Nymphaion çeşmedir.
Kentteki üç su kemeri, Osmanlı döneminde de onarılarak kullanılan Bizans surları, kale, Üçtepeler Büyük Tümülüsü, Gültepe- nekropol- mezarlıklar da kentin önemli tarihi yapılarıdır.
Ayrıca eski adı Lybissa olan ve Kartaca komutanı Anibal’in mezarının da bulunduğu, Bizans İmparatoru I. Manuel Komnenos tarafından yaptırılan 4 kapılı, 10 burçlu ve 8 sütunlu 15 kubbeli sarnıcı ile 1000 kişilik tiyatroya sahip dikdörtgen planlı Darıca-Eskihisar Kalesi ile Roma dönemi Augustos Tapınağı’da kent tarihinin önemli tanıklarıdırlar.
8-1-2- İzmit-Arkeoloji ve Etnografya Müzesi- Av Köşkü-Küçük Saray Hünkâr Köşkü;
Kurtuluş savaşı sırasında Atatürk’ün de özellikle karargah olarak kullandığı yapı, IV. Murat tarafından köşk olarak yaptırılmıştır.
Bina, 1873 yılında Abdülaziz’in barok tarzda tekrar düzenleterek av köşküne çevrilmiştir.
Bir süre Hükümet Konağı işlevi de gören iki katlı yapı daha sonra 1967 yılında İzmit Müzesi olarak düzenlenmiştir.
Müzede, yaklaşık 5000 yıllık, klasik çağlardan günümüze kadar bölgedeki kazılarda bulunan pek çok tarihi yapıt -5250 adet- 6 farklı salonda ve bahçede sergilenmektedir.
İzmit müzeler bakımından oldukça zengin bir ildir. Bunlardan II. Dünya Savaşı sonrasından yakın döneme kadar kullanılan denizciliğe ait gemi, denizaltı ve malzemelerin sergilendiği Hızır Reis Denizaltı, Yarhisar Gemi ile Yüzer-Gayret Gemi müzeleri kentteki ilk müze örnekleri olarak son derece önemli tarihi tanıklardır.
Osmanlı döneminde, ilk müzecilik hareketinin lideri, sanat ve tarih sever bir aydın Osman Hamdi Bey’in yaz aylarında İzmit’te kullandığı köşk de çeşitli değerli eşya, arkeolojik buluntu ve resimlerin sergilendiği Osman Hamdi Bey Müzesi olarak düzenlenmiştir.
Eğlenceli bir şekilde lastik yolculuğunun anlatıldığı ilk ve tek lastik müzesi Brisa Müzesi ile kâğıdın serüveninin anlatıldığı Seka Kağıt Müzesi de kentin önemli özel müzelerdendir.
Bunların yanında kentte müze gibi gezilecek yerlerden, Kocaeli’nin kurucularından Karamürsel Alp, Konur Alp, Yahya Kaptan gibi önemli tarihi kişiliklerin tanıklıklarının sergilendiği Gazi Akça Koca Anı Evi ve son derece gösterişli, bir zamanlar yabancı konuklarında ağırlandığı Kaiser II. Wilhelm Köşkü, Mevlevi fikrinin anlatıldığı toplantıların yapıldığı Mevlevi Evi, 17. – 18. yy. da Macar iç savaşı sırasında buraya sığınan Macar Kralı’nın kaldığı evin müze olarak eşyalarıyla sergilendiği Tökeli İmre Evi de kentteki görülmesi gereken yerlerdendir.
Kentin en çok ziyaret edilen merkezlerinden, sanatsal faaliyetin yapıldığı Sanat Sokağı, Fethiye Caddesi ve Sekapark ile Fatih Sultan Mehmet’in Otağı da önemli mekânlarıdır.
Ayrıca kentin sembollerinden biri olan II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25.yıldönümü anısına, Mutasarrıf Musa Kazım Bey tarafından etrafı çeşmelerle çevrili olarak neo- klasik tarzda, traverten taşlarla yaptırılan ve zamanla onarımlar geçiren İzmit Saat Kulesi, 1871 yılında Haydarpaşa- İzmir arasında yapımına başlanan zamanla her yere ulaşabilen İzmit Tren İstasyonu da kentin önemli yapılarıdır.
8-2-1- Hersek;
İzmit Körfezi’nin kuzeyinde kalan köyün ilk adı Kibitos – Hersek’in tarihi 1500 yıllarına kadar gitmektedir. Hersek, Haçlıların Anadolu’ya ilerlemek isterken büyük bir bozguna uğratılıp, geri çekilmek zorunda kaldıkları yer olarak da bilinmektedir.
Kibitos, Hersek adını II. Beyazıd ve Yavuz Sultan Selim’in sadrazamı, köye maddi manevi destek sağlayan Hersekzade Ahmet Paşa’dan almaktadır.
Kocaeli’ne 18 km. uzaklıktaki İnönü Yaylası’ndan doğan ve aynı adlı dereyle beslenen Serindere Kanyonu, küçük göletleriyle özellikle yazın doğa ve yürüyüş severler için son derece güzel bir parkurdur.
Ayrıca, İzmit ve çevresinde Osmanlı dönemi, Türk- İslam yapılarından; Akça, Fevziye, İmaret, Orhan, Pertev Paşa camileri ve külliyesi ile okul, çeşme, medrese, kervansaray ve saat kulesi ile Gebze- Kanuni Süleyman Köprüsü ile Gebze- Sultan Orhan ile Çoban Mustafa Paşa Cami ve Türbesi, Yukarıpazar, Paşa, Yeni Cuma, Mahmutbey- Orta hamamları ile Orhan, Çakmaklı çeşmeleri Can Feda Kethüda Kadın tarafından yaptırılmış önemli anıtsal bir yapı da kentte dikkat çekici tarihi yapılardır.
İzmit ve çevresindeki doğal ve coğrafi güzelliklerden; kente çok sayıda turist çeken körfez ile sahiller- Başiskele, Derince Harikalar, Gölcük Kavaklı, Yarımca, Kandıra- Kumcağız, Kerpe, Kefken, Cebeci, Tavşancıl, Karamürsel, Bayramoğlu sahilleri- boyunca pek çok tatil yeri, otel, motel, pansiyon ve lokanta tatilcilere hizmet vermektedir.
Bu merkezlerden Yeniköy Yazlık Ilıcası ve Maşukiye Şifalı Suyu, Hersek ve Sapanca gölleri ile yanında Sarısu Deresi balıkları ile ünlü önemli doğal su kaynakları ve mesire-piknik alanlarıdırlar.
Tüm bu doğal güzelliklere ek olarak bölgede özelikle son yıllarda Maşukiye- Samanlı Dağı- Kartepe, dağ ve kayak turizmi için oldukça önemli bir merkez haline gelmiştir.
Bunun yanında İzmit, Karamürsel- Hayriye Köyü, Saraybosna’dan gelen Boşnakların çoğunlukla yaşadığı, tütüncülüğün belirgin olduğu, kültürel zenginliğin göz önüne serildiği kahveleri, sokakları ve evleriyle son derece şirin, doğal ve yeşil huzur veren güzel bir gezi rotası olarak kabul edilebilir.
İzmit’in ilçeleri de konumları-sahile yakın, yollar arasında kavşak, İstanbul’a yakınlığı vb.- ile verimli arazileri vb. kent merkezi gibi tarihi çok eskilere gitmekte bugün de hala önemli yerleşim merkezleridir.
Özellikle, MÖ 8. yy. da Megaralılar tarafından kurulan daha sonra İskender, Bitinya, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar tarafından da ele geçirilen halen Bizans dönemi mermer kitabeler ve heykeller, sarnıç ile Kemer Köprü’nün bulunduğu Başiskele, Osmanlılar döneminde başta Akkilise olmak üzere Rum kiliseleri ile öne çıkan Çayırova da önemli tarihi bir yerleşim yeridir.
Tarihi MÖ 12. yy. kadar giden Frig, Misyalılar, MÖ 378 Bitinya, Roma, Bizans ile Osmanlıların yaşadığı, eski adı Tararion-Toricion olan ve Bizans kiliseleri, sahili, körfezi, verimli topraklarıyla bugün çok sayıda tesisin de bulunduğu önemli bir yerleşim yeri de Darıca’dır.
Bitinya’nın önemli antik kentlerinden – Dilovası- Libyssa, Dakibyza- Gebze, Ritzion- Darıca, Niketiaton- Eskihisar, Charax- Hereke, Philokrene- Bayramoğlu– sahili, limanı ve manzarasıyla dikkat çeken Darıca, deniz kenarı illerinden tarihin ilk dönemlerinden beri özellikle Romalıların Karatacalı Anibal’i yendiği yer, Osmanlı dönemine ait Mimar Sinan Köprüsü- Diliskelesi Köprüsü olan Dilovası bölgenin önemli tarihi ve doğal merkezlerdendir.
Oldukça eski bir yerleşim yeri olan ve tarihi bölge tarihine paralel olarak gelişen, değişen Libyssa, Gekbuze, Ghviza, Gavize, Dschebse, Dschebize, Gebize gibi farklı adlarla anılan sanayisiyle öne çıkan Kocaeli Yarımadası’nın en önemli kentlerinden, denizcilik tersanesi ve donanmasıyla tanınan, Gözlementepe Mesire alanları, Şirinköy- Kervansaray kalıntıları, Dumlupınar- Üsküdar Faciası Şehitler Mezarlığı, Saraylı- Çınarlık Meydanı, Değirmendere- Sultanbaba Türbesi, Türk evleri, restaurantları, Siretiye Köyü- Doğal Avidere içmesuyu, Gölcük-Ulaşlı Sahil Şeridi ve Sosyal Tesisleri, Mahmuriye Köyü-Şelale ile Roma-Bizans dönemine ait mezar kalıntıları çok sayıda turistik tesis ve tersanenin bulunduğu Gebze’de önemli bir merkezdir.
Son derece güzel manzarası, mavi ile yeşilin pek çok tonu arasında Kandıra’nın Seyrek, kaleleri , dereleri ve derelerindeki balıkları, Kumcağız dereleri, Kerpe, Sarısu Kamış Gölü, Ütük, Toramanlar, Arıklar göletleri, Kefken-Pembe Kayaları, Cebeci, Bağırganlı, Kerpe, Kurtyeri, Çamkonak, Kumcağız, Miço Koyu, Pınarlı plajları ve su altı çalışmaları ile Kandıra, Başdeğirmen, Sünni Baba, Gürgenlik, Akpınar Suyu, Oluklu Tepesi mesire alanları, pehlivanlar alanı, balıkçıları, etnik kültürlerin buluştuğu yemyeşil doğal yaşam alanları, Yalakdere, Karanlıkdere, Kocadere, Suludere ve Küçükdere dereleri, Karamürsel Bey Eğitim Merkezi Komutanlığı ile Karamürsel, doğal kayak merkezleriyle Kartepe, tarihi neredeyse MÖ 1200 Hititlere kadar giden ve bölgede yaşayan tarihi ulusların yaşadığı, Deniz Köşkü, Sahil Çay bahçeleri, Tütünçiftlik- Fener Gölü, Kaiser Wilhelm Köşkü ile Körfez gezilmesi görülmesi ve anlaşılması gereken önemli bir tarihi, doğal, stratejik bir kenttir İzmit-Kocaeli.