AMASYA

1-Amasya;

Coğrafi;

Komşular; Amasya’nın kuzeyinde Samsun, batısında Çorum, güney- güneydoğusunda Tokat, güneyinde Yozgat illeri yer almaktadır.

Yüzölçümü; 5690 km2.

İlçeler; Göynücek, Gümüşhacıköy, Hamamözü, Merzifon, Suluova, Taşova ve merkez ilçe Amasya.

İklim; Kent ve çevresinde zaman zaman kar görülse de karasal iklimin Karadeniz tipi görülmektedir. Amasya tüm yıl boyunca çoğunlukla bol yağışlı ve nemli bir yerleşim yeridir.

Bitki Örtüsü; 

Denizden 412 m. yükseklikte yer alan Amasya % 54 dağlarla- 2058 m. Taşlıdağ, 2044 m. Akdağ, 1763 m. Kuşpınarı, 1909 m. Tavşandağı, 1873 m. İnegöl ve Kazıklı, Kunduz, Ereğli, Karaömer-çevrili ve Yeşilırmak Vadisi yakınında yer alan % 20 ovalar- Geldingen, Suluova, Merzifon, Gümüş ovaları  ile 1400-1900 m. yükseklikteki yaylalarda- Karaoğuz, Tavşandağı, Akdağ, Sarıçiçek, Destek, Boğalı, Çatalcam, İnegöl– yerleşimin olduğu bir ildir.

Amasya topraklarının % 16’sı ormanlık alanlarda bulunan ağaçlar– karaçam, kayın, ardıç vb.- % 54’ ünü oluşturan meralar için önemli su kaynakları- Çorum, Efennik, Salhan, Deliçay, Hamamözü, Kuruçay, Gökdere, Destek, Derinöz, Kelkit, Tersakan, Kavşak çayları, Çekerek- Zara, Ezine dereleriGümüşsuyu, Büyük Dere, Şeyh Suyu, Alala, Ortaköy, Bayırlı, Sarıbuday, Paşa, Yakacık, Ayvalı, İmirler, İbecik, Çitli, Yeniköy, Kızgüldüren göletleri, Borabay, Ladik gölleri, Değirmendere, Derinöz, Sarayözü, Gediksaray, Destek, Uluköy, Doğantepe, Ataköy, Almus, Yedikır, Süreyyabey barajları– ile beslenerek % 30’u tarıma elverişli alanlara sahip Amasya yeşillikler arasında bir ildir.

Ulaşım; Ülkenin her yerinden kolaylıkla karayolları ile ulaşılan Amasya ve çevresi sıklıkla ziyaret edilen önemli bir Karadeniz kentidir.

Tarihi;

Amasya yakınındaki tarihi ören yerlerinde- Ovasaray Köyü- Hamam Tepesi, Keşilik Köyü- Koşapınar, Ayvalıpınar Köyü- Ayvalıpınar, Sarımeşe Köyü- Künbet, Kanatpınar Köyü- Gümüşhacıköy- Çaltepe, Devret, Yoğurçubaba höyükleri, Suluava- Aşı Tepe Kalesi -yapılan arkeolojik kazılardan kent ve çevresinin tarihi kalkolitik- MÖ 5500- MÖ 4500 ve geç kalkolitik -MÖ 4500- MÖ 3500– dönemlere kadar gittiği saptanmıştır. 

Kalkolitik dönemden beri kesintisiz bir yerleşimin sürdüğü Amasya daha sonra sırasıyla ilk tunç çağında– MÖ 3000 -MÖ 2500- Hayrettin Köyü- Delicik, Alakadı- Türmenik Tepeleri, Sallar, Göynücek- Dediksaray, Yassı- Oluz, Merzifon- Kayadüzü, Devret, Mahmatlar höyükleri– ve Hatti ülkesi sınırları içinde önemli bir yerleşim yeri olmuştur. 

Anadolu’da görülen yeni yerleşimcilerin de etkisiyle gelişen, artan ve değişen Amasya’da pek çok farklı uygarlığa  özellikle Doğaltepe- Zara başta olmak üzere Nesice konuştukları için Nesili dedenen MÖ 1400- MÖ 1200 Hitit, MÖ 1190 Kaşka, MÖ 1190- MÖ 750- MÖ 695- MÖ 575 Frig, MÖ 676- MÖ 585 Kimmer ve İskit, MÖ 585- MÖ 547 Lidya ve Med, MÖ 546 Pers, MÖ 333- MÖ 323 Büyük İskender ve Helen- Makedon MÖ 301-MÖ 120- MÖ 111-MÖ 63 kenti başkent yapan Mithridates ile başlayan Pontus, MÖ 63 Roma, Part, 395 Bizans, 1101 Danişmend, 1175 Selçuklu, 1335 İlhanlı, 1341 Eretna ve 1393 Osmanlı- ev sahipliği yapmıştır. 

Bölgedeki Hatti egemenliğiyle bütünleşen Hititler dönemindeki adı Haraşna- Harşana olan ve bu dönemdeki belgelerde adı Hakpiş- Hakmiş- Khakma-p olarak geçen Amasya, Mitridates döneminde Amasseia olarak adlandırılmıştır.

193- 211 arasında Roma İmparatoru Septimus Severius kentin tanrı Hermes tarafından kurulduğunu belirtmiş ise de antik çağın ünlü coğrafyacısı Amasyalı Starbon’a göre de Amasya Amazonların Kraliçesi Amesis’ten dolayı Amasia olarak anılmaya başlamıştır. 

Çok sonraları 1076’dan sonra Türklerle tanışan Amasya’ya kalıcı izler bırakan ulus Osmanlılar olmuştur.

Osmanlı döneminde tahta geçecek şehzadelerin padişah olana kadar eğitim amaçlı yetiştirildiği Amasya şehzadeler kenti olarak da adlandırılmaktadır.

Osmanlılar da kentte yaşamış önceki pek çok uygarlığın yaptığı gibi Amasya’ya çok sayıda yapı ve yapıt -saray, çeşme, cami, medrese, türbe vb.– inşa etmiştir. 

Amasya, Kurtuluş savaşı sürecinde önemli rol oynayan bir kent olmuş ve bağımsızlığın temelini oluşturan 22 Mayıs 1919 Amasya Tamimi- Bildirgesi’ni hazırlayan Atatürk ve arkadaşlarına ev sahipliği yapmıştır.  

Tüm bu süreçte önemli görevler üstlenen kent bağımsızlığa kavuştuktan ve Cumhuriyet ilan edildikten sonra il olmuştur.

Amasya ve yakınındaki tarihi yerler;

1-1-1- Amasya Kral Kaya Mezarları; 

Kentin önemli tarihi simgelerinden, Amasya’nın pek çok yerinden görülebilen kaya mezarları  Harşena Dağı eteklerine, Yeşilırmak kıyısındaki kalker kayalara oyularak yapılmıştır.

Dağın yukarılarından kenti selamlayan, dolambaçlı yollar ve merdivenlerle çıkılabilen eşsiz kaya oyma mezarların bazılarına merdiven yapılmamış hatta etrafındaki sütunları da kırılmıştır. 

Nehirden gizli tünellerle ulaşılan Helenistik dönem -MÖ 333- MÖ 26 ile Pontus dönemine ait büyüklü küçüklü  21 adet görkemli kral kaya mezarından yazık ki günümüze sadece birkaç tanesi ulaşabilmiş ve bunların en ilgi çekici olanı da Kızlar Sarayı üzerindeki üçlü kral mezarıdır. 

En büyüğü 15 m. yükseklikte, 8 m. genişlikte ve 6 m. derinlikte oyularak yapılan mağara şeklindeki mezarların girişleri  2-3 m. yüksekliktedir. 

Bazen hapishane, bazen de keşişlerin inziva odası olarak kullanılan mezarların içindeki gömütler 1075 yılında Melik Ahmed Danişmend Gazi tarafından kaldırılmıştır.
1- 1- 2- Amasya Kalesi:

Kentin ortasından geçen Yeşilırmak kıyısına dik yükselen Herşane Dağı üzerinde yer alan kale ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı tam olarak bilinmemekle birlikte yapı izlerinden Pontus Kralı Mithradetes tarafından yapıldığı varsayılmaktadır. 

Sarnıç, zindan, burç, surlar, cephanelik, mahzenlerden oluşan kaleye daha sonra bir de cami eklenmiştir. 

Dört kapılı- Helkıs, Saray, Maydonos ve Meydan– kalenin 41 adet kulesi bulunmaktadır. 

Kale, çevresindeki yapılarla beraber çeşitli dönemlerde –Roma, Bizans, Selçuk ve Osmanlı-onarıldığı anlaşılmaktadır. 

1- 1- 3- Amasya-Bayezid Cami ve Külliyesi: 

Sultan II. Bayezid tarafından, 1486’da yaptırılan, Darülhadis, darüşşifa, medrese, kütüphane ve imareteye sahip geniş bir alana yayılan külliyenin özellikle cami kapısı, mihrabı ve minberi üzerindeki yazıların sanatsal değeri oldukça yüksektir.

Kütüphanede 20 bin cilt eski eser, papirüse küfi şekilde yazılı Kur’an-ın ilk nüshaları bulunmaktadır. 

1- 1- 4- Gök- Mavi- Medrese: 

Kent merkezinde yer alan Medrese, 1266- 1267 yılları arasında, Amasya Beylerbeyi Emiri Seyfeddin Torumtay tarafından Mimar Ebu Müslim Neccar’a yaptırılan cami ve kümbetle beraber bir külliyenin parçasıdır. 

Kesme taştan yaptırılan Gök Medrese- Cami bir süre müze olarak da kullanılmıştır.

İçindeki son derece göz alıcı Selçuklu süslemeleri, mavi çinilerin etkileyiciliği nedeniyle Gök medrese olarak adlandırılan yapının üstü açıkta bırakacak şekilde tasarlanmıştır. 

Medresenin kaideleri ve süslü minareleri görülmeye değer niteliktedir.

Medresenin kümbeti mozaik çinilerle son derece özenli süslenmiştir. 

Kümbetin kırık piramitleri de en az çinileri kadar ender bulunan nitelikte olmaları yapının değerini arttırmaktadır.

1- 2- 1- Yassıçal- Zeus Stretios Altarı; 

Yassıçal’ın önemli tarihi anıtlarından biri olan altar, MÖ 2. ve MÖ 3. yy. Roma’nın baş tanrısı Zeus için 300 m. yükseklikte yapılmıştır. 

Yöre halkı tarafından, askerlerin koruyucusu Zeus Stretios’ un görkemli atları uzun yıllar tapınak olarak kullanılmıştır.

4. yy. da önemli bir yangın geçiren altarda çok sayıda sikke ve kalıntı bulunmuştur.

1-3-1- Taşova- Borabay Gölü;

Borabay Gölü, Taşova – Borabay Köyü yakınında, 2062 m. Akdağ’da, denizden 1500 m. yükseklikte, Kuzey Anadolu Fay hattıyla çatlayan toprak kayması ile ortaya çıkan oyuklara su dolmasıyla oluşan oluşmuştur.

Yeşilırmak’ın kolu, Borabay Çayı ile beslenen göl 700 m. uzunluğunda, 50-150 m. genişliğinde ve 11 m. derinliğindedir.

İçinde çok sayıda balık –sazan, yayın, turna, kızılkanat, turna vb.- bulunan ve etrafı sazlık, söğüt ağaçlarıyla çevrili Borabay Gölü’nün çevresinde bölgede yaşayan uygarlıkların – Likya, Roma, Selçuklu, Osmanlı– izlerini taşıyan kalıntılar bulunmaktadır.

Halen her yıl pek çok kişi tarafından ziyaret edilen gölün etrafında çeşitli konaklama- bungalov evler vb.– yerleri vardır.

Kent ve çevresinde yer alan diğer tarihi yapılardan- camiler; 1414 yılında, Kuş Köprüsü yakınında, Amasya sancak beyi Necmeddin Halil Bayezid Paşa tarafından yaptırılan, minber süslemeleriyle dikkat çeken, 1892 yılında da onarılan Bayezid Paşa Cami, 1237-1247 yılında, Selçuklu Emiri Necmeddin Ferruh tarafından yaptırılan camilerde ender görülen burmalı minareye sahip, çeşitli dönemlerde onarılan Burmalı Minare Cami, kent merkezinde 1413 yılında, Osmanlı Emiri Yakub Paşa tarafından yaptırılan, tekke bölümü de bulunan Çilehane Cami de kente iz bırakan tarihi ibadet merkezlerinden bazılarıdır.

Ayrıca kilise olarak yapılan ancak 1116 yılında, Danişmend Fethi Gazi tarafından minare eklenerek camiye çevrilen, zamanla onarılan her iki dini yapının da orijinalliğinin yitirildiği görülen Fethiye- Kuba Dede- Cami, Lala Mehmed Paşa tarafından 1486’da yaptırılan, en güzel taş eserler arasında yer alan, göz alıcı ahşap işliğe de sahip Mehmed Paşa Cami’nin yanında, kentin çeşitli yerlerine dağılmış durumda Saraçhane, Sofular, Kilari Selim Ağa, Şamlar Cami, Küçük Ağa, Ayas Ağa, Abide Hatun, Çelebi Mehmed, Köprülü Mehmed Paşa, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Gümüşhacıköyü -Yörgüç Paşa camiler de bulunmaktadır.

Ayrıca kentte yer alan diğer dini yapılardan medreseler; Hilafet Gazi, Kapı Ağa, Gümüşhacıköyü-Haliliye medreseleri de son derece etkileyici yapılardandır. 

Kent ve çevresinde çok sayıda türbe de bulunmaktadır; Sultan Mesud, Kadılar, Şadgeldi, Şehzadeler, Hilafet Gazi, Torumtay türbeleri tarihi özellikleriyle dikkat çekici yapılardır. 

Yine kent ve çevresinde yer alan önemli hamamlardan; Hızır Paşa Hamamı, Gümüşhacıköyü-Büyük Hamam, Merzifon- Çifte ve Kara Mustafa Paşa hamamları ile 1238 yılında Valide Sultan Mahperi Hatun tarafından yaptırılan Ezine Pazarı Hanı da tarihi yapılardandır.

Bunların yanı sıra yine tarihin önemli tanıkları kabul edilen İlhanlı Sultanı Olcayto’nun eşi Yıldız Hatun tarafından kölesi Amber Lala adına, 1309 yılında, tek katlı, girişi çiçek ve yaprak motifleriyle süslü yapı bir çeşit tıp medresesi, müzikle tedavi eden ilk akıl hastanelerinden kabul edilen, bir yanda hasta tedavi edilirken bir yanda da hekim yetiştiren Bimarhane- Darüşşifa da kentin önemli yapılarındandır. 

Tüm bu değeri eşsiz yapılara ek olarak kent merkezinde ve Gümüşhacıköy’deki Bedestenler ile kente damgasını vuran köprüler –Çağlayan, Kuş- Künç köprüleri– de önemli tarihi yapılardır.

Amasya ve çevresinde yer alan doğal ve şifalı merkezlerden, kaplıcalar; Terziköy, Hamamözü, Gözlek kaplıcaları sağlıklı sularıyla halk tarafından özellikle tercih edilen yerlerin başında gelmektedir. 

Mesire yeri olarak tercih edilen belli başlı merkezlerden- Sarlayuk Şelalesi, Çakallar ve Karakaya Mesireleri, Yeşil Yenice- Gölbaşı, Ziyaret Kasabası, Pehlivan Çayırı ve Germece Oluk– kent ve çevresinde gezilip görülmesi gereken önemli doğal yaşam alanlardandırlar.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top