18- Zonguldak;
Coğrafi;
Komşular; Zonguldak ili, Karadeniz, Bartın, Karabük, Bolu ve Düzce illeriyle çevrilidir.
Yüzölçümü; 3342 km2.
İlçeler; Alaplı, Çaycuma, Devrek, Gökçebey, Ereğli, Kilimli, Kozlu ve Merkez ilçe Zonguldak.
İklim; Zonguldak ili ve çevresinde tipik Karadeniz iklimi hüküm sürmektedir.
İl genelinde başta ilkbahar ve kış ayları olmak üzere her mevsim nemli, yağışlı ve ılıktır.
İlin yüksek kesimleri kıyılara göre kışın daha soğuk iken yazları da serindir.
Yaz aylarında özellikle kıyı kesimleri yükseklere oranla daha sıcak ve nemlidir.
Bitki Örtüsü; Diğer Karadeniz illerinde olduğu gibi Zonguldak ili ve çevresi yağışlarının bolluğunun yanında zengin su kaynaklarıyla –Filyos, Gülüç çayları, Devrek, Alaplı ırmakları, Üzülmez, Kozlu, İnağzı, Değirmenağzı, Çavuşağzı, Alacaağzı, Köseağzı, Mevrekeağzı ve İncivezağzı dereleri ve Ulutan, Ereğli-Kızılcapınar ve Gülüç baraj gölleri, Çatalağız- Dereköy ve Karapınar– Çobanoğlu göletleri – bitki örtüsü bakımından oldukça zengindir.
Çevresindeki % 56 dağlar- tepeler- 771 m. Göldağı, 1120 m. Baba Dağları ile 710 m. Atyaylası, 905 m. Kantar, 920 m. Orhan, 1268 m. Soğukoluk, 1468 m. Kızıl Tepe / Kızıltaş tepeleri – ilin bilinen yükseltileridir.
% 31 platolar ve yaylalar- Bacaklı Yayla– ile % 13 ovalar ve vadilerle –Filyos, Alaplı, Gülüç ırmakları, Üzülmez Deresi vadileri– beraber il topraklarının yaklaşık % 65’i orman ve fundalıklarda- köknar, karaçam, kayın ve meşe, kızılcık, alıç, ahlât, üvez, çayır otları, sarmaşık, çalısüpürgesi, ormangülü, kuş üvezi, eğreltiotları, fındık, ısırgan, karayemiş, çobanpüskülü ve böğürtlene– bol miktarda rastlanırken il toprakların % 32 tarım arazisi, % 3’ü çayır ve meralardan oluşmaktadır.
Ulaşım; Zonguldak ili ve çevresine deniz, hava ve karayolu ile ulaşmak mümkündür.
Tarihi;
Zonguldak ilinin tarihinin MÖ 2500 yıl öncesi Hatti ve Hititler dönemine kadar indiği, Hitit çivi yazıtlarında kentin Palla olarak adlandırdığı yapılan araştırmalarla ortaya çıkarılmıştır.
Mariandi-y ve Migdon adlı göçebelerin bir sazlık etrafına Zongalık- Zungalık- Bataklık- Sazlık dedikleri küçük bir yerleşim yeri kurmuşlar ve daha sonra burada denizci kavimler Frig ve Lidyalılar yaşamışlardır.
MÖ 6. yy. Persler tarafından alınan bölge onların egemenliği dönemindeyken kıyılardaki ilçelerde Heraleis- Ereğli’de Dorlar ticari koloni kurmuşlardır.
MÖ 334 Büyük İskender ve Makedonların ardından Pers asıllı Pontuslu Rumlardan sonra bir süre Bitinya, Galata ve Kapadokya Krallıkları tarafından yönetilen Zonguldak, MÖ 27 yılında Romalıların ikametgâhı, 395 yılında da Bizans toprağı olmuştur.
Bir süre İran- Sasani akınlarına uğrayan Zonguldak ve çevresi 1071 yılından sonra Türklerle tanışmaya başlamış ve 1084 yılında Selçukluların eline geçmiştir.
Bir ara 1204 Ceneviz daha sonra da 1291 Candaroğullarının egemenliği altına giren kent ve çevresi 1392 yılında Yıldırım Beyazıd zamanında Osmanlı toprağı olsa da zaman zaman el değiştirmiş ancak 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet döneminde sürekli olarak Osmanlıların olmuştur.
Kentte MÖ 6. yy. yapımı başlayan ticari iskeleler, 1886 yılında geniş bir limana dönüşmüş ise de bugünkü modern liman 1953 yılında inşa edilmiştir.
II. Mahmut döneminde 1829 yılında kömür madeni bulunan Zonguldak’ta, 1848 yılında da ilk defa kömür ocakları açılmıştır. Ocaklar önceleri Belçikalı ve Fransız şirketleri tarafından işletilmişlerdir. Ülkenin güçsüz yönetiminden de yararlanarak 1919 yılında kömür ocaklarını işleten Fransız şirketlerini korumak amacıyla Fransızlar kenti işgal etmişledir.
Ancak Atatürk ve arkadaşlarının başlattığı kurtuluş mücadeleleri sırasında işgalden kurtarılan Zonguldak 1924 yılında ülkenin en önemli ilerinden biri olmuştur.
Zonguldak ve Çevresindeki Tarihi Yapılar;
18-2-1- Ereğli- Heraklela Pontike- Tios Harabeleri;
Antik Paphlagonia’nın batı ve güney sınırı Filyos Çayı üzerinde kurulmuştur.
Filyos- MÖ 7.yy. Miletos’tan gelen göçmenlerin kurduğu Tieion -Tios- Tianon-Tium Savunma Kulesi bulunan harabelerin yer aldığı kent balıkçılık ve ticaret alanında son derece gelişmiş bir yerleşim yeri idi.
Daha sonra Helen, MÖ 70 Roma ve 5.yy. Bizans dönemlerini yaşayan antik kentte daha sonra Selçuklu ve 14.-15. yy. Osmanlılar yaşamıştır.
Kentte yer alan kale, sahil surları, su kemerleri, tonozlu galeriler, tiyatro, savunma kulesi, hamam, meydan, yollar, dini yapılar, evler, depolar, dükkânlar, tarihi çeşmeler ve mezarlar ile çok sayıda mermer ve çanak çömlek parçası yerleşim yerinin önemini gözler önüne sermektedir.
18 -2-2- Ereğli Kalesi;
Kent merkezinde, denize yakın, hâkim kayalık bir tepede, MÖ 4. yy. Klearchos tarafından Herakleia Pontike’nin ilk akropolisi kale olarak da adlandırılan yukarı kenttir.
Yapının içindeki sarnıç, kule, sur duvarları, renkli kalıntılar bölgenin ve kentin önceki dönemlerde önemini ortaya koymaktadır.
18 -2-3- Ereğli Müzesi;
Kent merkezindeki Konak olarak kullanılan yapı 1870 yılında, sancak beyi- mir-i miran Halil Paşa Karamahmutoğlu tarafından eski bir kilise üzerine, Roma ve Bizans malzemelerinden yaptırılmıştır.
Kagirden, üç katlı, pek çok oda, sofa, depo vb. alanları olan Halil Paşa Konağı daha sonra el değiştirerek çeşitli amaçlarla kullanıldıktan sonra onarılarak 1998 tarihinde müze olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Müzede kent ve çevresinde yaşayan uygarlıkların – Helen, Roma, Bizans, Lidya, Grek, Roma, Bizans, Abbasi, Emevi, Sasani, Artuklu, Selçuklu ve Osmanlı- önemli buluntuları- mermer mezar atelleri, mermer sütun başlıkları, cam kaplar, takılar, çeşitli madeni eserler, kandiller ve figürler- gibi arkeolojik eserlerin yanında etnografik buluntular- dokuma olan elpek kumaşı ve ipliği, dokuma aletleri, mendil, bohça, örtü gibi dokuma türleri, silahlar, mühürler, tütünle ilgili eşyalar, tespih, saat, mutfak eşyaları, ölçü ve tartı aletleri ve yazma eserlerden oluşan yöresel erkek ve kadın giysileri ile yöreye özgü etnografik eserler sikkeler, pişmiş toprak amforalar -ile bahçesinde sütun gövde, kaideleri ve başlıkları, çeşitli mimari parçalar, lahitler ile pandomim sanatçısı Krispos’un anıt mezarına ait eserler sergilenmektedir.
18 -3-1- Zonguldak-Filyos Kalesi;
Filyos Çayı yakınında, denize hâkim tepede Roma döneminde iri taşlarla yapılan gösterişli kale, daha sonra onarılmış ve Helen- Roma dönemlerine ait eski kalıntılar- mermer sütun ve kaidesi, mermer yazıtlı levha, duvarlar, taş lahitler ile tuğla mezarlar -ortaya çıkarılarak sergilenmeye başlanmıştır.
Zonguldak ve çevresinde görülmesi gereken diğer tarihi, doğal yapı ile yapıtlardan;
Bölgede antik dönemlerde tüm bölgede gösteriler yapan ve burada ölen Mısırlı pandomim sanatçısı Krispos’un anısına yapılan 2.10 m. yükseklikteki anıtta 19 satırdan oluşan ve kazılarak yazılmış bir şiir de yer alan Ereğli- Crispos Anıt Mezarı, kentteki Ortodoks Hıristiyanları tarafından yaptırılan, yapım tarihi tam olarak bilinmeyen Kozlu Kilisesi, Bizans dönemine ait sonradan camiye çevrilen Zonguldak- Orhangazi Cami-Ayasofya Kilisesi,
Camiler; Dağdelen, Kaçak, Taş Minare camileri gibi tarihi camilerin yanında sonraki dönemlerde yapılan kentin önemli sembollerinden biri olan Yeni Cami de kentteki önemli dini yapılardır.
Türbeler; Hacı Hasan Paşa, Hacı Emin Bey, Hasan Baba türbeleri ile Mağaralar; Gökgöl, İnağzı, Çakırköy, Cumayanı, Erçek, Kızılelma, Ilıksu, Ereğli- Cehennemağzı mağaraları, Roma dönemi Kilisesi ve Ereğli- Aşağıçayır kaplıcası, Kızılelma, Sofular, Plajlar- Kapuz, Ilıksu, Türkali, Hisarönü plajları, Zonguldak-Bostancılar Çarşısı, Gazi Alemdar Müzesi, Çanakçılar Özel Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Bozhane Hamamı, Kent Ormanı, Harmankaya Şelalesi, Sırçalı Kanyon, Yayla Mesire Yeri, Devrek-Bastoncular Çarşısı, Alaplı plajı Erçek ile Bölüklü yaylaları, Devrek-Bostandüzü Orman ve dinlenme alanı, Filyos Çayı mesire yerleri, Dirgine Çayı Rafting Parkuru, Gümeli Tabiat Parkı, Veyisoğlu Köyü Anıt Ağacı ve Uzunmehmet Anıtı Zonguldak ve civarında gezilmesi gereken yerlerin başında gelmektedir.