13- Yozgat;
Coğrafi;
Komşular;Yozgat ili, Çorum, Amasya, Kırşehir, Nevşehir, Kayseri, Sivas, Kırıkkale, Tokat ile komşudur.
Yüzölçümü; 14.123 km2.
İlçeler; Akdağmadeni, Aydınlık, Boğazlıyan, Çandır, Çayıralan, Çekerek, Kadışehri, Saraykent, Sarıkaya, Sorgun, Şefaatli, Yenifakılı, Yerköy ve ilçe Yozgat.
İklim; İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeyinde yer alan Yozgat’ta yüksek dağlarla çevrili olması nedeniyle oldukça sert bir karasal iklim görülmektedir.
Kentte uzun, soğuk, kar yağışlı ve sert kışların ardından yağmurlu, kısa ilkbahar ve sıcak, kurak yazlar yaşanır.
Bitki Örtüsü; Yozgat, denizden 1317 m. yüksekte bir yerleşim yeri ve etrafı % 38 dağlar- Akdağlar, Karababa, Çamlıbel dağ uzantıları, 2281 m. Akdağ-Hamza Sultan Tepesi, 2076 m. Sivritepe, 2090 m. Sırıklıdağ, 2235 m. Karababa, 1907 m. Deveci, 1933 m. Geyiklidağ, 1524 m. Kokenez, 1683 m. Yazır, 1755 m. Dağnı, 1350 m. Keklicek dağları– ile çevrilidir.
% 51 platolar ve yaylalar 1200- 1400 m. yükseklikteki- Akdağlar, Bozok yaylaları- vadiler- Delice Irmak ve Çekerek Suyu vadileri– nehir, ırmak ve çaylarla -Delice Irmağı, Yeşilırmak- Çekerek, Kanat, Sorgun suları– ile beslenen % 11 ovalarda- Sorgun, Boğazlıyan, Şefaatli ve Yerköy ovaları– yerleşim görülmektedir.
Topraklarının önemli bölümü – % 56’sı tarım alanı olarak kullanılan Yozgat’ın % 15’i de çayır ve meralardan meydana gelmektedir.
Kent ve çevresi genellikle bozkır bir tabaka ile kaplıyken sınırlı miktardaki ormanlık alanlarda fundalıklar, meşe, ardıç ve çam ağaçları dikkat çekmektedir.
Ulaşım; Kente ve çevresindeki ilçelere ülkenin her yerinden karayolu ile kolaylıkla ulaşmak mümkündür. Ayrıca Ankara-Sivas hattında yer alan demiryolu ağı il topraklarından geçmekte, havaalanı yapma çalışmaları sürmektedir.
Tarihi;
Yozgat ve çevresini tarihi yapılan araştırmalarla Alişar Höyük ve çevresinde MÖ 3200 yıllarına kadar gitmektedir.
Daha sonra kentin devamlı ilk yerleşimcilerinin MÖ 2000- MÖ 1650- MÖ 1460 Eski Hitit Krallık döneminde olduğu yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır.
Özellikle Yozgat- Büyüknefes, Dambasan ve Gündoğdu köyleri ve Sorgun- Kerkenes Kalesi, Boğazlıyan- Çalapverdi’de antik dönemlere ait buluntuların olması bölgenin bu dönemde önemli bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir.
İç Anadolu’nun Karadeniz’e geçiş noktasında bulunan Yozgat ve çevresinde daha sonra MÖ 1460- MÖ 1170 Hitit İmparatorluk döneminden sonra Sami ırkının bir dönem bölgeden geçtiği yine çalışmalarla konulmuştur.
Kent ve çevresinde MÖ 1200 yıllarında denizden gelen kavim ve halklardan sonra
MÖ 1170- MÖ 676 Frig, MÖ 676- MÖ 600-MÖ 546 Kimmer, MÖ 600- MÖ 546 Lidya, MÖ 540 Pers, MÖ 334- MÖ 285 Makedonya ve Büyük İskender ile Diadoğ- Makedonlar, Selevkos yaşamıştır.
MÖ 3. yy. da Kapadokya Krallığı’nın ardından Yozgat ve çevresi MÖ 285- MÖ 85 Kelt- Galatlar’ın Ana- Ata yurdu haline gelmiştir.
Bir süre Pergamon- Bergama ve Pontus Krallıklarının parçası olan kent ve çevresi MÖ 85- MS 295 yılarında Roma, 395-1075 Bizans, 1075-1077-1318 Selçuklu, 1243’de bir süre İlhanlı, 1381 Eretna Beyliği daha sonra tekrar Selçukluların eline geçmiş bu dönem 1318-1398 Beylikler Dönemi olarak adlandırılmaktadır.
1408 -1923 yılları arasında Osmanlıların 8 sancağından biri olan kent, önemli bir bağımsızlık merkezi olmuş ve kurtuluş savunmasından sonra Cumhuriyet Dönemi’nde de1927 yılında il yapılmıştır.
Kentin adı, Horasan’dan gelen Türkmenler tarafından 18. yy. da Yoz Kant-Otlak Kent olarak kullanılmış ve zamanla bugün Yozgat adına dönüşmüştür.
Yozgat ve Çevresindeki Tarihi Yapılar;
13-1-1- Yozgat-Ulu Cami- Çapanoğlu Mustafa Paşa Cami;
Yozgat’ın en bilinen yapılarından olan cami, 1779 yılında, Çapanoğlu Mustafa Bey tarafından yaptırılmıştır.
İlin en eski camilerinden kabul edilen Ulu Cami’ye gereksinimlerini karşılaması için 80 dükkân vakfedilmiştir.
13 -1-2- Yozgat- Çapanoğlu Süleyman Bey Cami ve Diğer Camiler ;
1794 yılında, Çapanoğlu Süleyman Bey tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılan yapının ince işçiliği ile iç ve dış süslemeleri son derece dikkat çekicidir.
Ayrıca1788 yılında Ali Efendi tarafından yaptırılan Cevahir Ali Efendi Cami, 1880 yılında, ahşap ve taban süslemeleri önemli olan Başçavuşoğlu Cami ile 1749 yılında yatırılan ve taş işçiliğiyle iç mekân süslemeleri dikkat çekici olan Çapanoğlu Cami önemli tarihi dini merkezlerdir.
13-1-3- Yozgat- Saat Kulesi ve Diğer Önemli Yapılar ;
Kentteki bir diğer önemli yapı 1870 yılında Belediye Başkanı Tevfikizade Ahmed Efendi tarafından yaptırılan ve kentin sembollerinden biri olanı saat kulesidir.
Ayrıca Yozgat ve çevresinde görülmesi gereken doğal yaşam alanlarından Çeşka Yeraltı Kenti, Çamlık, Çayıralan ormanları, Karanlık Dere mesire alanı, Akdağ Ormanlık alanları, kent çevresindeki Sarıkaya, Karadikmen, Yerköy kaplıcaları ile Yeşilova içmeleri önemli sağlık sularıdır.
Bunların yanında kentin yakın tarihine tanıklık eden bölge mimarisiyle inşa edilen Nizamoğlu Evi, Karslıoğlu ve Koçerler konakları da gezilmesi gereken önemli mekânlardır.
13 -2-1- Sorgun- Alişar- Ankuva Höyük;
Alişar Höyük, Sorgun yakınlarında, geniş bir ovada, yerden 7- 8 m. ile 23- 24 m. yükseklikteki bir terasta Alişar Özü Çayı kenarında yer almaktadır.
Tatlı su kaynağı yakınında olması Alişar’ın Hititler ve sonraki uygarlıklar tarafından yerleşim yeri olarak seçilmesinde etken olmuştur.
Anadolu’nun doğu -batı, kuzey- güney kavşak noktasındaki Alişar’ın MÖ 3200- MÖ 2600 kalkolitik ardından Hititler ve diğer uygarlıklarla devam eden yerleşim yeri olma özelliğini korumasına neden olmuştur.
Ticaret yolu güzergâhında yer alan Alişar, Anadolu ticaretinin gelişmesinden yararlanarak ekonomik olarak gelişmiştir.
Burada yapılan kazı çalışmaları sırasında 520 m. uzunluğunda, 350 m. genişliğinde ve yerden 30 m. yükseklikte bir alana yayıldığı saptanan Alişar, Anadolu’nun en büyük höyüklerinden biri olarak kabul edilmekte ve buradaki buluntuların tümAnadolu tarihine ışık tutar nitelikte olduğu varsayılmaktadır.
MÖ 3200- MÖ 2600 kalkolitik dönem ve sonrasında devam eden uygarlıklardan edinilen bilgilere göre; Alişarlıların düz damlı, dikdörtgen planlı, kerpiç evlerin içindeki küp- pitoslarda ölülerini gömdükleri, tarım ve hayvancılıkla uğraştıkları, hayvanları evcilleştirdikleri, altın, gümüş ve kurşun kullandıkları, taş, bakır ve kemikten araç gereç yaptıkları, renkli-gri, siyah, kırmızı- farklı ebatlarda çanak -çömlek, çaydanlık ve ayaklı meyvelikler yaptıkları, geometrik desenli mühürler kullandıkları saptanmıştır.
MÖ 2200- MÖ 1400 yılları arasında artık büyük bir kente dönüşen Alişar’da, Hitit dönemine ait 5 kültür katında büyük bir sur, kale ve yeraltı yollarının yapıldığı görülmüştür.
Asurlu tüccarlara ait çivi yazılı tabletler, madeni eşyalar, uzun caddelerin kalıntıları, kemik aletler, insan ve hayvan formunda ritonlar vb. bulunan Alişar Höyük, bu dönemden sonra Hitit İmparatorluğunun özelliğini yitirdiği saptanmıştır.
MÖ 1200- MÖ 700 yılları arasında da Hititlerin yanı sıra Frig kültürünün izlerine bağlı kalarak mimarisi de değişmiştir.
Lidyalılar dönemine kadar aktif yerleşimin olduğu saptanan Alişar’da yapılan kazılarda bina temelleri, bakır süs eşyaları, seramik mutfak eşyaları, tanrıça figürleri, bakır kaplar, tabletler vb. bulunmuştur.
Sonrasında Med, Helen, Roma, Bizans, Selçuk ve Osmanlı dönemiyle beraber Alişar’da farklı kültürlerin izleri uzun yıllar devam ettiği görülmektedir.
Alişar Höyük’ten çıkarılan buluntuların önemli kısmı halen Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.
13 -3-1- Yozgat- Büyükenfes- Tavium- Tavion- Antik Kenti;
Büyükenfes Köyü yakınlarındaki antik kentin tarihi, Hitit ve Frig izlerini göstermektedir.
Ancak antik kentte uzun zamanlı bir yerleşime dair izlerin MÖ 3. yy. da, ticaret için geldikleri varsayılan Romalıların Kelt- Galat dedikleri , Balkanlardan gelerek Anadolu’da özellikle Kızılırmak boyunca yerleşen düzensiz, savaşçı, askerliği seven insanlar Trokmi- Trokmelerin yaşadıkları saptanmıştır.
Galatlar her ne kadar gittikleri yerin özelikle Anadolu’da kurulan kadim ve düzenli uygarlıkların -Hitit, Frig, Lidya, Helen, Kapadokya Krallığı, Roma, Bizans vb.-yaşadıkları kentlerin düzenini bozsalar da Asya- Suriye ve Karadeniz arasındaki Ticaret Yolu- Roma Yolu – İzmit- Nicomedia, İznik- Nikoia, Eskişehir-Dorylaion, Germa, Ankara, Gordion- Ankyra, Bogazköy- Hattuşaş, Alaca- Karissa, Samsun- Amisos, Kırşehir- Mokissos- üzerinde yer alan Tavium’u ticaret merkezi olarak kullanmışlardır.
Daha sonra Romalılar zamanında da konumu nedeniyle Tavium, MÖ 25 yılında eyalet haline dönüşmüştür.
Kent merkezi ve çevresinde- Yakuplu, Süleymanlı, Körpeli, Haydarbeyli, Sağlık, Dereboymul, Beşerek Susuz, Çamdibi, Çakırhacılı, Zincir, Türkmensarılar, Çatma, Sarıfatma, Cihanpaşa, Salmanlı vb.- henüz devam eden arkeolojik çalışmalardan Küçüklü büyüklü kaleler, seramikler, sütun paçaları, tamburlar, mezar stelleri, tiyatro kalıntıları, Bizans dönemi yazılı mezarlarla birlikte çok sayıda mimari parçalar bulunmuştur.
13-4-1- Sorgun- Kerkenes- Pteria- Kalıntıları;
Şahmuratlı Köyü yakınlarında, Kerkenes Dağı eteklerinde kurulan ve yakın zamanda keşfedilen bu yüzden kayıp kent olarak da anılan Pteria’da yerleşimin bulunanlardan çok daha eskilere gittiği tahmin edilmektedir.
Antik kentte Asur ve Friglerin ardından, demir çağında MÖ 612 Medlerin yaşadığı daha sonra Med ve Babil’in ardından MÖ 585 Lidya, Kilikyalılar, Pers, Helen, Kapadokya Krallığı, Roma, Bizans ulusları da kent ve çevresinde varlık göstermişlerdir.
Antik dönemde Pteria olarak anılan 2.5 km2. alana yayılan kentte Friglerin yaptığı düşünülen 7 km. Surları MÖ 547 yılında Perslerin yıktığı araştırmalarla ortaya çıkarılmıştır.
Kent içi düzeni binaları -sivil ve resmi- su toplama ve kullanım alanları, buranın önemli bir yerleşim yeri olduğunun diğer önemli ayrıntılarıdır.
Bölgede yapılan kazılarda kentin çok kere soyulduğu, değerli parçaların- MÖ 3- MÖ 2. yy. Galat-Bizans mezarları, kumtaşından yapılan zarar görmüş mimari parçalar- yok olmasından anlaşılmaktadır.
Hala devam eden kazı çalışmalarında bölge ve antik kent hakkında daha detaylı bulgular çıkarılacağından kuşku yoktur.
Ayrıca kentte bulunan bir mobilyaya ait olduğu düşünülen fildişi süsleme Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.
13-1-4- Sarıkaya Roma Hamamı- Basilica Therma- Aqua Servenae- Kral Kızı Hamamı;
Sarıkaya ilçesi, Kaplıcalar mahallesinde yer alan hamam Roma dönemine aittir.
Roma döneminde Basilica Therma olarak adlandırılan tipik Roma hamam mimarisi ile Korint düzenin göze çarptığı yapının pek çok yeri yıkılmıştır.
Döneminde son derece gösterişli bir yapı olduğu yıkıntılarından da belli olan hamam 2108 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne girmiştir.
Yozgat ve Çevresindeki tarihi ve doğal merkezler;
Halen Ankara Etnografya Müzesinde sergilenen, Hitit dönemine ait 5000 yıllık kalıntıların bulunduğu Sorgun-Alişar Köyü- Ankova Ören Yeri, Tunç çağı dönemine ait buluntulara rastlanan ve 4000 yıllık bina duvarları bulunan Çengelköy- Çengeltepe Höyüğü bulunmaktadır.
Ayrıca Hitit kalıntılarına rastlanan Kerkenez ile Şefaatli- Türüdüler Köyü mağaraları, Boğazkale, Çeşka Yeraltı Kenti, Yerköy- Keçi Kalesi tarihi ve arkeolojik değeri olan önemli merkezlerdir.