14-Van;
Coğrafi;
Komşular;Van ili, batısında Bitlis, kuzeyinde Erzurum, güneybatısında Siirt, güneyinde Hakkâri, doğusunda İran ile çevrelenmiştir.
Yüzölçümü;19.069 km2.
İlçeler;Bahçesaray, Başkale, Çaldıran, Çatak, Edremit, Erciş, Gevaş, Gürpınar, Muradiye, Özalp, Saray ve Merkez ilçe Van.
İklim; Ülkenin en yüksek illerinden biri olan Van ve çevresinde sert karasal iklim- kışları uzun ve soğuk, yazları kısa ve sıcak- görülürken ülkenin en büyük gölü olan Van Gölü ve çevresinde ılıman karasal iklim etkisini hissedilmektedir.
Bitki Örtüsü; Van, yükseklikleri 3000m.-2400m. arasında değişen yaklaşık %54 sıradağlar –Erek Ve Kavuşşahap- ile bu dağların içindeki dağ ve tepeler – Kars, Hirabit, Erk, Pir Reşat, Sudis, Başet, İspiriz, İsa Bey dağları– ile çevrilidir.
Dağlar arasındaki 1650m.-2600 m. yükseklikleri bulan düzlük platolar yaklaşık % 33 oranında iken ilin yaklaşık % 4’ünü ovalar- Erciş, Adilcevaz, Ahlat- oluşturur. Tarım, hayvancılık ve dolayısıyla yaşamın sürdüğü bu alanalar pek çok ırmak, çay ve nehir ile -Hoşap, Irşat, Memedik, Karasu, Bend-i Mahi, Deliçay, Arpak, Zilan- sulanmaktadır.
Volkanik özellikle Nemrut’un hareketleriyle bölge Muş-Van çanağı olarak ikiye ayrılmıştır. Van çukurunun dışında kalan Murat Nehri’nin suları pek çok irili ufaklı gölle- Erçek, Arın Nemrut- birlikte Van Gölü’nün oluşmasını da sağlamıştır.
Topraklarının % 75’i çayır ve meralar, % 2’si orman ve fundalıklarla kaplı Van’ın % 23’ü tarım alanı olarak kullanılabilmektedir.
Kent ve çevresinde dağlık alanlarda bozkır-step hâkimken göl ve çevresi de bitki örtüsü bakımından oldukça zengin yeşil alanlarla kaplıdır.
Ulaşım; Van ve çevresine ülkenin her yerinden özellikle yaz aylarında karayoluyla kolayca ulaşılırken kışın kar yağışından dolayı ilçelerine ulaşım zorlaşabilmektedir.
Ayrıca kent merkezine her mevsim demiryolu ve havayolu ile ulaşılabilinmektedir.
Tarihi;
Stratejik coğrafi konumu nedeniyle Van ili ve çevresi Anadolu’nun ilk yerleşim yerlerinden biri olduğu kent yakınındaki Tilki Tepe- Ernis Mezarlığı’nda yapılan kazılar sonucunda MÖ 7000 kalkolitik, bronz ve demir çağlarına ait buluntular ortaya çıkarılmıştır.
Ancak kentin ilk daimi yerleşimcilerinin MÖ 4000 Hurriler ardından tarihi akrabaları Mitannilerin bölgede varlık gösterdiği arkeolojik araştırmalarla saptanmıştır.
Daha sonra bugünkü Van ilinin olduğu yere Urartular, Uruatri- Urartu- Dağlık yer- ve
MÖ 9. yy.- MÖ 859 ile MÖ 612’ye kadar 247 yıl-Urartularla paralel olarak Asurlularında MÖ 713 ile MÖ 612varlık gösterdiği Urartular başkentlerine Tuşba Asurluların Turuşba dedikleri ancak günümüzde kullanılan Van adının da bir Kürt beyinden geldiği belirlenmiştir.
Bir süre Babililerin de yaşadığı kentin MÖ 585 Med uygarlığına Urartu Krallığı son vermiş olsa da kısa bir süre sonra Persler tarih sahnesine çıkmış ve yerleşim yeri MÖ 331’e kadar Med ve Pers egemenliğinde varlık göstermiştir.
MÖ 331’de Makedon- Büyük İskender, Selevkos, MÖ 225’te Partlar, 226’da Sasani, Ermeni, Roma ve 395’ten sonra Bizanslılar Van iline ve çevresine egemen olmuşlardır.
Müslümanlarla 675 yılında tanışan ili önce Araplar, 1065’te Selçuklular, Eyyubilerin ardından 1098’de Artuklular, 1284 Karakoyunlu, 1467 Akkoyunlu, 1507 Safevi, İlhanlı, Celayiroğulları ve 1514 yılında da Osmanlılar ele geçirmişlerdir.
Cumhuriyete kadar Osmanlılar tarafından yönetilen Van, 1915 yılında Ruslar tarafından işgal edilmiş ise de özgürlüğüne kavuştuktan sonra1923 yılında il olmuştur.
Van ve Çevresindeki Tarihi Yapılar;
14-1-1- Van Kalesi;
İl merkezine 5 km. mesafede, kayalıklar üzerinde 1800 m. uzunluğunda, 80-100 m. yüksekliğinde, 120 m. genişliğinde görkemli Urartu Kalesi, MÖ 9. yy.da I. Sarduri zamanında yaptırılmıştır.
Urartular devasa boyutlardaki kalenin, sur duvarları, tapınağı, kaya mezarları, burçları, kayadan oyulmuş merdiveniyle surları içine alan ve yaklaşık 300 yıl devamlı yerleşimin olduğu yere yani ikinci başkente Tuşpa demişlerdir.
Kalenin kuzeybatı ucunda I. Sarduri’ye ait Asurca çivi yazılı en eski Urartu yazıtı bulunmaktadır.
Kaledeki diğer önemli tarihi kalıntılardan I. Agrişti’ye ait kaya mezarı ve üzerindeki yazıt günümüze kadar gelebilen en uzun Urartu- Horhor Yazıtı yazıt kabul edilmektedir.
Kaleden aşağıya 1000 basamaklı merdivenle, kuzeyinde II. Sarduri’ye ait açık hava tapınağı -Analı-Kız ile kale içinde Sarduri ve Menau’ya ait mezar odaları, mağaralar, su sarnıçları ve çeşitli odalar, kuyulardan geçerek camiye inilmektedir.
Farklı dönemlere ve tarihlere ait tüm bu yapılar zamanla onarımlar geçirerek günümüze ulaşabilmişlerdir.
14- 2- 1- Van Gölü;
IV. jeolojik zamanda, tektonik ve volkanik faaliyetler sonucu oluşan Van Gölü, 3765 km2.lik alanıyla ülkenin en büyük set gölüdür.
Denizden 1700 m. yükseklikteki gölün tuzlu ve sodalı suyu yüzünden Van Gölü kefali hariç balık yaşamamaktadır.
Başta Tatvan, Arpat Çayı, Bend-i Mahi ve çok sayıda irili ufaklı dereler ile karların sularıyla beslenen, en derin yeri 100 m. olan Van Gölü’nde Akdamar, Adır, Kuş, Kuşadası, Çarpanak ve Gadir adaları bulunmaktadır.
Gevaş yakınlarındaki içinde badem ağaçları ve fundalıklar bulunan adanın yanındaki Van Gölü, ülkemizin ve dünyanın en büyük sodalı gölü kabul edilmektedir.
Gölün adı zaman zaman Yüksek Deniz, Nairi Deniz, Yukarı Deniz ya da Deryaçe- Küçük Deniz adlarıyla da anılmıştır.
Sabunsuz köpüğü olan Van Gölü’nün suyu son derece sodalı ve tuzlu olduğu için etrafındaki her şeyi doğal yollardan temizlemekte ve suları her mevsim her saatte farklı bir renk almaktadır.
Bölgenin iklimi, bitki örtüsü vb. üzerinde etkili olan göl ve çevresi sadece yerli halk tarafından değil bölgeyi ziyaret eden kişilerin de en çok uğradıkları önemli doğal ve tarihi merkezlerin başında gelmektedir.
14- 2-2- Van Gölü – Akdamar Adası ve Kilisesi;
Van Gölü’nün en büyük adası Akdamar Adası ve içerisindeki kilisesi, 915- 921 yılları arasında Vaspurakan Kralı Kral Gagik tarafından Kutsal Haç adına, Keşiş Manuel’e yaptırılmıştır.
Dört yapraklı yonca planındaki kilisenin taş işçiliği son derece güzel ve görülmeye değer niteliktedir.
Son dönemlerde restore edilen kilisenin duvarlarında İncil ve Tevrat’tan alınan doğu sanatının etkisiyle işlenen sahneler- Yunus Peygamber’in denize atılması, Hz. Meryem ve kucağında çocuk İsa, Adem ve Havva’nın cennetten kovulması, Hz. Davut ile Kral Goliat’ın mücadelesi, Samson Filistinli ikilisi, ateşte üç İbrani genç, aslan ininde Daniel, asma sarmaşıkları, hayvan figürleri, süslemeler– ile kabartmalar dikkat çekmektedir.
14-3-1- Toprakkale;
Van’ın doğusunda Zimzim dağlarında, kayalık bir tepede, topraktan yapıldığı için Toprakkale olarak anılan antik kent ve kale, Urartu Kralı II. Rusa tarafından MÖ 685- MÖ 645 yılları arasında yaptırılmıştır.
Urartuların başkenti de olan ve kedisiyle tarihin ilk dönemlerinden beri ünlü Van’ın ilk uygarlıklarına ait sarnıç, açık hava tapınağı, kayaya oyulmuş merdivenler, su yolları, nekropol günümüze kalan tarihi kalıntıların başında gelmektedir.
14-4-1- Gürpınar- Hoşap-Güzelsu Kalesi;
Gürpınar İlçesi, Van- Hakkâri karayolu üzerinde, Eski bir Osmanlı köprüsü yakınlarında bulunan kale, dik bir kaya üzerine iç -dış kale şeklinde kurulmuştur.
Çeşitli mekânlardan- gözetleme kulesi, beden duvarları, surları, burçları, mescit, fırın, zindan seyir köşkü, harem, selamlık-oluşan kalenin demir kapı kanatları son derece özgün detaylar olarak dikkat çekmektedir.
14 -4- 2- Köprü ve Su Kanalı;
Van ili ve çevresinin ilk sulama kanalı ve barajları MÖ 9.- 6. yy. arasında Urartular döneminde yapıldığı araştırmalarla ortaya çıkarılmıştır. Bu kanalların en bilineni ve halen bir mühendislik harikası olarak kabul edilen Menua -Şamran- Semiramis su kanalı, Urartu Kralı Menua tarafından yaptırılmıştır.
Geniş bir alana yayılan -Gürpınar İlçesi’nden Van Gölü’ne kadar yaklaşık 56 km.- kanal bölgeye hayat vermiştir.
4-5-1- Gevaş -İnköy;
Gevaş İlçesi’ne bağlı, Deveboynu Yarımada’nın en kuzey noktası İnköy göle doğru uzanan engebeli arazide, gölün rüzgârına ve eşsiz manzarasına kendini bırakmış muhteşem, bakir bir yerleşim yeridir.
Hala el değmemiş bir alan gibi görülen İnköy, gerek konumu gerekse arazisi dolayısıyla Van ve civarına paralel bir tarihi süreci yaşamıştır.
Bugün son derece sakin görünen yerleşim yeri, muhteşem heybetli görünümüyle var olan Aziz Thomas Kilisesi İnköy’ün bir zamanlar oldukça kalabalık ve canlı bir merkez olduğunun kanıtı kabul edilmektedir.
Kent ve çevresinde diğer gezilmesi gereken yerler ise; kaleler kenti Van’daki diğer kalelerden biri de Gürpınar– 1643 yılında, Sarı Süleyman Mahmudi Bey tarafından Selçuklu tarzında, Hoşap Suyu üzerinde 360 hücre, iki câmi, üç hamam, zindan ve kuyular ve üç surla çevrili olarak yaptırılmıştır.
Ayrıca Aşağı- Yukarı Zıvistan, Beyüzümü, Çatak, Lamurkesen -Zernek, Hişet, Pizan- Örenkale, Zerkani, Muradiye Albak -Başkale, Deliçay, Yoncatepe, Mükus, Amik kaleleri, kenti korumak amaçlı, Urartular tarafından yaptırılan açık hava müzesi gibi görünen Anzaf Kalesi, Bostankaya, Çaldıran, Çelebibağı, Kancıklı, Kandehar, Keçikıran, Körzut kaleleri, Gürpınar- Erek dağlarında Sitadel ve Aşağı Kent olarak iki bölüme ayrılan Norguh Kalesi, Vestan, Kef, Ağartı, Ayanıs, Adır kaleleri, Gürpınar- Urartulardan kalan II. Sarduri tarafından yapılan içinde kaleler, saraylar ve çeşitli kalıntıları bulunan Çavuştepe Harâbeleri, Çavuştepe kaleleri, Dilkaya, Eski Van, Giyimli, Tilkitepe antik kentleri de bölgenin önemli tarihi değerleri olarak günümüze tarihe tanıklık edebilecekleri son derece önemli yapılardır.
Camiler; Koca Hüsrev Paşa tarafından 1567’de beş kubbeli, iki renkli kesme taştan Mîmar Sinân’a yaptırılan, göz alıcı iken şu anda yıkıntı şeklinde olan Hüsrev Paşa Cami ve Medresesi, 1389-1400 yılları arasında Karakoyunlu Kara Yûsuf tarafından yapılan halen yıkık durumdaki Ulu Cami, Van Beylerbeyi İzzeddin Şir Beyi tarafından yaptırıldığı varsayılan ve kesme taştan, medresesi ve avlulu İzdipar Câmi ile Kızıl Cami, Gevaş -İzzettin Çır Cami, Süleyman Han, Kay Çelebi, Horhor, Abbasağa camileri, Hüsrev Paşa Cami ve Medresesi- Türbesi, Hoşap- Hasan Bey, Hoşap- Evliya Bey medreseleri, İkiz Kümbet, Gevaş- Halime Hatun Kümbeti, Erçiş- Kalecik, Erçiş Anonim Zortul Kümbet ile sıklıkla ziyaret edilen çok sayıda türbeden- Doğanyayla- Seyyid Fehîm-i Arvâsî Hazretleri Türbesi, Zeve şehitleri Sultan-ı Yekpa Türbesi, Başeti Mehendan, Şeyh Abdurrahmân Baba türbeleri, Güzelsu- Seyyid Abdurrahman-ı Kutp, Görentaş-Şeyh Muhammed Tayyar Türbesi-sayılabilir.
Bunun yanında il ve çevresinde azımsanmayacak kadar kiliseden- Çarpanak Kilisesi, Adir Kilisesi, Yedi Kilise-halen varlığını sürdüren bölgenin önemli tarihi ve dini mekanlarının başında gelmektedirler.
Ayrıca Hoşap Suyu üzerinde, 1671 yılında, üç gözlü, iki renkli taştan yaptırılan Hoşap Köprüsü, Taşköprü, Kırmızı, Şeytan, Bend-i Mahi, Hurkan, Zeril köprüleri, Bendimahi Suyu üzerindeki Van Gölüne dökülen eşsiz doğa güzelliğine sahip Bendimahi Çağlayanı, Çift Hamam, Erciş- Süphan Dağı yakınlarında meyve ağaçlarıyla çevrili son derece güzel manzara ve plajlara sahip bir mesire yeri de olan Amik Gölü, Şamran Kaynağı, Çatak- Çatak Deresi üzerinde, ormanlarla çevrili, yakınında çok sayıda meyve ağacına sahip Ganisipi Şelâlesi ve Çatak Köprüsü yer altı kaynaklar bakımından da zengin Van ve ilçelerinde çok sayıda kaplıca, maden suyu, şifalı kaynaklar ve içme- Erciş- Hasanabdal Zilan Kaplıcası, Başkale- Hagi Mâdensuyu, Başkale- Kanlıbudak Mâdensuyu, Başkale- Kiloğlan Kaplıcası, Başkale-Zereni Kaplıcası, Erciş -Akbaş Köyü Mâdensuyu, Gürpınar -Yoldüştü Köyü Mâdensuyu, Murâdiye Aşağı Şerefhâne Mâdensuyu, Muradiye -Deftriş Kaplıcası, Murâdiye- Dergezin Kaplıcası Özalp- Bolbölük Mâdensuyu– bölge halkı tarafından sıklıkla ziyaret edilmektedirler.
Kah Nisibi ve Tırşin yaylaları, Geleneksel Van evleri, mesir yerleri, kaplıcaları, Erçek Gölü -Van Gölü Kuş gözleme alanları ile Van ve çevresi ılıman iklimi ile doğu turizmi için vazgeçilmez bir yerdir.
Elinize sağlık..