MUŞ

12- Muş;

Coğrafi;

Komşular; Fırat Havzası,Çar ve Korni dereleri arasındaki bir vadide yer alan Muş, Ağrı- Patnos ve Tutak, Bitlis- Ahlât ve Adilcevaz, Erzurum- Karayazı, Hınıs, Tekman ve Karaçoban, Bingöl-Karlıova ve Solhan, Diyarbakır-Kulp, Siirt- Sason ve Bitlis-Güroymak ve Mutki ilçeleri ile komşudur.

Yüzölçümü;8.196 km2.

İlçeler;Bulanık, Hasköy, Korkut, Malazgirt, Varto merkez ilçe Muş. 

İklim; Muş’un yaklaşık % 35’ini kaplayan, Torosların uzantısı yüksek dağlar –2879 m. Akdoğan -Hamurpet, 2950 m. Bilican ve Şerafettin, ortalama 2155 m. Bingöl dağlarıHaçreş, Karaçavuş, Çavuş, Otluk ve Yakupağa –sarp kayalarla çevrili Muş’da sert karasal- yazları kısa ve sıcak, kışları uzun, soğuk ve kar yağışlı– iklim görülmektedir. 

İlkbaharda karların erimesiyle pek çok nehir- Murat, Karasu- çaylar ve derelerle –Badişah, Şehit, Heftreng, Körsuyu, Liz, Kelereş, Çar, Karni, Köşker, Çiçekveren, Heronek, Çılbuhur, Hamurpet, Memanlı– ile sulanan denizden ortalama 1250 m. yükseklikteki Muş Ovası komşu ovalarla- Bulanık ve Murat, Liz ve Malazgirt– birlikte  yeşile dönen coğrafyası görülmeye değerdir. 

İlin yeşilliğini arttıran yükseklere konumlanmış gölleri de –Haçlı-Bulanık, Hamurpet- Akdogan,  Küçük Hamurpet, Gaz-Kaz– il ve çevresi için önemli sulak alanlardandır.

Bitki Örtüsü;  Engebeli, dağlık yeryüzü şekillerine sahip Muş’un iklimine bağlı olarak topraklarının % 53 çayır ve meralar, % 11 ormanlık alanlarla kaplı iken ovalarında da step- bozkır bitki örtüsü hâkim olsa da Muş’un  % 33’lük alanı tarım arazi olarak kullanılabilmektedir.

Ulaşım; Muş il merkezine kara-demir ve havayoluyla her mevsim ulaşmak mümkün iken ilçelerine kara ve demiryolu ile özellikle karların eridiği yaz aylarında kolayca ulaşmak mümkündür. 

Tarihi;

İlk yerleşimi MÖ 4. yy. kale mahallesi civarında olan Muş’u söylencelere göre Nuh’un oğlu Yasif’ in torunları Muşoğulları kurmuştur.

Ancak bilimsel- arkeolojik araştırmalar, ilk çağlarda Anadolu krallıklarının batı yolu üzerinde bulunan Muş’taki ilk izlere MÖ 2000 yıllarında rastlandığı, MÖ 13. – MÖ 9. yy. bölge geneline hâkim uygarlığın Urartular olduğu saptamıştır.

Doğu  Anadolu’nun bilinmeyenlerle dolu karanlık dönemleri, Asur kaynakları ve  kitabeleriyle bir ölçüde aydınlanmıştır. İlk çivi yazılı belgeler, Asur kaynaklarına göre Doğu  Anadolu’nun dağlık yörelerinde birbirinden  bağımsız küçük beylikler bulunmaktaydı. 

Muş’un tarihi üzerinde de etkili olan bu kitabeler araştırıldığında Asur çivi yazıtlarında MÖ 1274- MÖ 1245 Asur Kralı 1. Salmanassar’ın Muş’un Nairi Konfederasyon üyesi olduğu ve Muşkiler diye bir boy -beylikten bahsettiği belirlenmiştir. Bu yazıtlar kentin ilk dönemlerinde de önemli bir yerleşim yeri olduğunun kanıtı kabul edilmektedir. 

Asurluların baskısı altında yaşayan bu  beylikler 1. Salmanassar’ dan önceki Asur kralının ölümünü fırsat bilerek ayaklandılar.

1. Salmanassar bu başkaldırıyı bastırmak amacıyla Urartu topraklarına girdi. Asurluların Urartu-Nairi ayaklanmalarına karşı giriştiği saldırıların devam ettiği yine tabletlerden ortaya çıkarılan önemli tarihi bilgilerdir.  

Bölgede Kimmer ve İskitlerin egemenlik mücadeleleri ve saldırılarıyla  devam eden süreç MÖ 585’te Urartu Devleti’ne son veren İskitlerin bölgeye hâkimiyetiyle son bulmuştur. 

Daha sonra Asur Devleti’ni yıkan MÖ 609 Medler ve ardından Medleri yıkan MÖ 550 Persler de Anadolu’nun pek çok yerine yayılarak yaklaşık 200 yıl bölge ve kentte hüküm sürmüşlerdir.

Kısaca Muş ve çevresinin tarihi sürekli yeni istilacılarla el değiştirerek Hurri, Mitanni, Urartu, Med, Pers, Büyük İskender, Part, Ermeni, Roma, Pers- Sasaniler tarafından yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. 

Tüm bu dönemlerden geriye kalan yazıtlar ile kalıntılardan anlaşıldığına göre aralıklarla da olsa bu saldırıların 400 yıl kadar sürdüğü varsayılmaktadır.

İlin adı, Muşkiler ya da Muşoğullarından geldiği düşünülse de bölge ve kenttin önemli yerleşimcilerinden Süryanilerden geldiği ve Süryanicede bol sulu anlamına gelen ‘Muşa’ sözcüğünden türediği de düşünülmektedir.

Muş, 636 yılında Sasanileri yıkan Araplar, 1040’da Selçuklular tarafından alınsa da 1071’e kadar Bizans egemenliği bölgeye hâkim olmuştur.

Bir dönem Abbasi ve Emevilerin de yaşadığı kent ve çevresi Selçukluların ardından 1191-1207 arası Ahlatşahlar, Artuklular ve Eyyubiler arasında el değiştirmiştir. 

1245’te Moğolların eline geçen Muş’ta 1356-1357 yılları arasında İlhanlılar ardından Karakoyunlu ve  Akkoyunlular yaşamıştır.

Muş ve civarı 1478 yılında Safeviler ve sonrasında da 1515 yılında Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı toprağı olmuştur. 

I. Dünya savaşı sırasında bir süre Ruslar tarafından işgal edilen Muş, 1923 yılında il olmuştur.

Muş ve Çevresindeki Tarihi Yapılar;

12-1-1- Muş- Muş Kalesi;

Tarihi hakkında tam bir bilgi bulunmamasına karşın kent merkezine yakın kalenin heybetli görünümü ilgi çekmektedir. 

Bir süre kentte hüküm süren Moğol ve Ermeniler tarafından kalenin tahrip edildiği söylense de zamanla onarılmış ve halen kentin önemli tarihi tanıklarından biri olarak ayakta durmaktadır. 

12-1-2- Muş- Ulu Cami;

Üzerinde kitabesi bulunmadığından yapımı da tam olarak bilinmeyen ancak mimarisine bakılarak 14. yy. da yapıldığı düşünülen camiyi, avlusundaki mezarda yatan Şeyh Muhammed Mağribi’nin yaptırdığı varsayılmaktadır. 

Kesme taştan sivri kemerli niş içindeki taç kapıyla girilen cami ana mekânı moloz taştan dikdörtgen planlı olarak inşa edilmiştir. 

Büyük bir kubbe ile örtülü caminin yan alanları beşik tonozlarla çevrilidir. Son derece sade mihraba sahip yapının kesme taştan cemaat yerinin üzeri üç kubbe ile örtülmüştür. 

Zamanla depremlerle zarara gören cami 1968- 1972 yıllarında onarılmış ve halen ibadete açık kentin önemli ibadet merkezlerindendir. 

12-1-3- Muş- Hacı Şeref Cami;

Kent merkezindeki Selçuklu dönemine ait Aslanlı Han içinde yer alan cami, 17. yy.da inşa edilmiştir. 

Kesme taştan yapılan kare planlı, ortada büyük yanları basık kubbelerle örtülü yapının yuvarlak kemerli nişi ile mihrabı oldukça sade olarak düzenlenmiştir. 

Sivri kemerli taç kapıyla girilen caminin son cemaat yerinin 1902 yılında eklendiği varsayılmaktadır.  

12-1- 4- Muş-Çanlı Kilise- Surp Garabet; 

Önceleri Bir Ateş Tapınağı iken kiliseye dönüştürülen yapı, Yaygın Beldesi, Yukarı Yongalı Köyü sınırları içinde yer almaktadır. 

Sasaniler döneminde 399 yılında Hıristiyanlarca ibadete açılan kilisenin bugün sadece bazı kalıntıları görülebilmektedir. 

12-1- 5- Muş Evleri; 

Muş evlerinin mimari ve dekoratif temelinde bölgenin iklimi ve coğrafi konumunun yanında insanların yaşam tarzı, gelenek- görenekleri de belirleyici olmuştur.

Evlerin dar sokaklar arasında ve iki katlı havuşlu- avlulu olarak yapıldıkları dikkat çekmektedir. 

Yapılar genellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu ev tipinde, cümle kapısından geçilerek havuşa denilen alana ulaşılır. Havuşta, tandır, erzak deposu ve çardak görevi gören ağaç altı oturma alanları yer almaktadır. 

Evlerin çoğunda bu bölümlerin yanında ahırda bulunmaktadır. 

Yapıları son derece yalın cumbalı pencere kenarları da Selçuklu tarzı miğfer kubbeli düzenlendiği görülmektedir.

Genellikle sade, tokmaklı metalden yapılan giriş kapılarının yanlarındaki çiçek nişleri dikkat çekmektedir.

Evlerin alt katı mutfak, banyo, tuvalet, erzak odası ile merdiven boşluğundaki antrelerden oluşurken üst kat sofa, salon ve odalardan meydana gelmektedir. 

Tüm odaların eşikleri bulunmakta ve odaları birbirine bağlayan kapılarda demir mandallı kollar bulunmaktadır.

Duvarları 60-70 cm. Kalınlıkta olduğu için pencereler loş görünmektedir. 

Binanın yapımında sıkıştırılmış killi toprak, düzgün sal taşları ve ahşap malzemeler kullanılmıştır. 

Evin iç sıvası saman, keçi kılı ve sönmüş kireç karışımı kullanılmakta üzerine de badana yapılmaktadır.

Evin en önemli bölümünü oluşturan mutfak oldukça geniş bir alana yayılmakta, mekânın önemli bölümünü de ocak kaplamaktadır. 

Ayrıca yiyecek ve içecekleri duvar içinde indirilip çıkarılan makara sistemiyle yapılan bir çeşit asansör de yapıların oldukça dikkat çekici ayrıntılarıdır.

Alt katta yer alan banyoda küvete benzeyen ‘çol’ denen suyun etrafa taşmasını önleyen köşeye yapılan açık bir alanda yer almaktadır.

Günümüzde yıkılmaya yüz tutan evlerin önemli bölümü restore edilmeyi beklemektedir.

12 -2- 1- Muş- Yıldız Han;

İpekyolu -Erzurum -Muş- Bitlis- üzerindeki kent merkezi, Yukarı Çarşı’daki Yıldızlı Han, 1307 yılında Miralay Seyfi Bey tarafından yaptırılmıştır. 

İki katlı olarak planlanan ve tamamı 52 odadan oluşan hanın kesme taştan yapılan birinci katında halen pek çok iş koluna ait -kuyumcular, bakırcılar,  gümüşçüler, manifaturacılar, kuyumcular, emanethaneler- dükkân yer almaktadır.

Hanın Selçuklu tarzı kerpiçten yapılan ikinci katı da bugün otel olarak kullanılmaktadır.

1917 Rus işgali sırasında tahrip edilen yapı, zamanla onarım görerek tekrar işlev kazanmış ve kente gelenlerin uğrak yerlerinden biri olmuştur.

12 -3-1- Malazgirt-Malazgirt -Berber Kalesi;

Malazgirt ilçesinde yer alan kalenin Urartular dönemine ait olduğu ve daha sonra kente egemen olan uluslar tarafından da kullanıldığı ve Malazgirt savaşından sonra bu adla anıldığı eldeki belgelerden anlaşılmaktadır. 

Siyah taş ve horasan harcı karışımından inşa edilen yapı sağlam bir kale olmasına karşın pek çok kez uğradığı saldırılar ve depremlerden zarar gördüğü üzerindeki izlerden anlaşılmaktadır.

Kaleyi çeviren iki sur, burçlar ve ana kale sonraları onarım geçirmiştir.

Halen kale, çevresinde yapılan düzenlemelerle park ve mesire alanı olarak kentlilere ve turistlere hizmet vermektedir.

12 -4- 1- Varto- Kayalıdere Antik Kenti; 

Varto’ya 20 km. uzaklıkta, Kayalıkaya Köyü yakınlarında yer alan antik kentin Urartular döneminde askeri bir yerleşim yeri olduğu yapılan araştırmalarla saptanmıştır. 

Kazılarda- tapınak, kale, şarap küpleri, kaya gömütleri vb.- ortaya çıkarılmıştır. 

Antik kentin Urartu Kalesi ya da Urartu Kaya Mezarı, MÖ  764- MÖ 735 Urartu Kralı, II. Sarduri döneminde yaptırıldığı varsayılmaktadır.

Halen sağlam durumdaki kalede MÖ 7. yy. tunçtan yapılmış – aslan heykeli, düğmeler, iğneler, ok başları, kemer parçaları– bulunmuştur.

Antik kentin güneyinde mezarlık, kaya koridorla uzanan 6 odadan çıkarılan bazı yapıtlar Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir. 

Kayalıdere Antik Kenti, bölgeye gelen ziyaretçiler tarafından sıklıkla görülmek istenen önemli bir tarihi yerleşkedir.

12-4-2- Varto- Zafer Anıtı;

Malazgirt Ovası’nda yer alan anıtı, 1985-1989 Kültür ve Turizm Bakanlığı, Anadolu’nun kapılarının Türklere açılması anısına yaptırılmıştır.

Kentte görülmesi gereken yapılardan biri olarak kabul edilen sütunlarla çevrili 42 m. yüksekliğindeki anıt, 1997 yılındaki onarımın ardından 26 Ağustos’ta tekrar açılmıştır. 

12- 4- 3- Varto- Hamurpet- Akdoğan Gölü;

Varto yakınlarında, dik kayalarla çevrili, denizden 2149 m. yükseklikte, volkanik faaliyetlerle oluşan göl 21 m.derinliğinde olduğu için sularının rengi yeşile çalmaktadır. 

Civardaki dağların eriyen karları, çay ve dere sularıyla beslenen göl kışın donduğu için su seviyesi yıl içinde farklılık göstermez. 

İçinde sazan balığı yaşayan gölün çevresinde çeşitli kuşlara- kaz, turna, kunduz vb– rastlamak mümkündür. 

12 -5- 1- Muş- Arak Manastırı; 

Kepenek Köyü’nde yer alan yapı, Sasaniler döneminde 499 yılında, manastır, kilise ve alışveriş merkezi şeklinde bir kompleks olarak inşa edilmiştir. 

Geniş bir alana yayılan binada yer alan 360 odanın yılın her bir gününü simgelediği düşünülmektedir.

Manastırın mimarisi ve kabartmaları halen görülmeye değer niteliktedirler.

12-6-1- Muş- Murat Köprüsü;

İl merkezine yakın köprünün tam tarihi bilinemese de mimari özellikleri ve malzemesinden Selçuklu Dönemi’ne ait olduğu varsayılmaktadır. 

Kesme- moloz taştan 143 m. uzunluğunda, 16-18 m. yüksekliğinde, 12 gözlü olarak Murat Nehri üzerinde inşa edilen köprü, 1871 yılında onarım gördüğü kitabesinden anlaşılmaktadır.

Mercimekkale, Bostankale, Kepenk höyükleri, Muş, Muşet kaleleri, Hacışeref Cami, Aslanlı, Yıldızlı hanları, Aleaddinbey Külliyesi, Çengelli, Sironk, Meryem Ana kiliseleri, Güllü Hamam, Haçlı, Kaz, Akdoğan gölleri, Bulanık Ovası, Varto- Kayalıdere Kalesi, Geleneksel Muş Evleri ve Kuş Gözletleme alanları ile Muş ziyaretçilerin ilgisini çekecek pek çok özelliği bünyesinde barındırmaktadır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top