5- Kütahya;
Coğrafi;
Komşular;Kütahya, Eskişehir, Bursa, Balıkesir, Manisa, Bilecik, Uşak ve Afyonkarahisar illeriyle çevrilidir.
Yüzölçümü; 11.875 km2.
İlçeler;Altıntaş, Aslanapa, Şaphane, Çavdarhisar, Domaniç, Dumlupınar, Emet, Gediz, Pazarlar, Hisarcık, Simav, Tavşanlı ve Merkez Kütahya ilçeleri bulunmaktadır.
İklim; Eğe Bölgesi’nde yer almasına karşın ortalama 1200 m. yükseklikte bir yerleşim yeri olduğu için Kütahya iklimi üzerinde rüzgârların çok etkili olduğu görülmektedir.
Merkez ve çevresinde neredeyse hiç Akdeniz iklim özelliği hissedilemezken il geneline soğuk karasal İç Anadolu, yağışlı Marmara ve ılık Eğe iklimi hakimdir.
Bitki Örtüsü; Kütahya ve çevresinin bitki örtüsü ve iklimi, yükselti, hâkim rüzgârlar ile toprak yapısına bağlı olarak çeşitlilik göstermektedir.
Kütahya, karasal iklim özelliğine bağlı olarak yüksek kesimler ve vadi içlerinde İç Anadolu bitki örtüsünde görülen çoğunlukta bozkır, platolarda ve yaylalarda Karadeniz ağaçları- karaçam, ardıç, kayın, köknar, meşe vb.– düz ovalarda da Eğe ve Marmara bitki örtüsü küçük ormancıklar görülmektedir.
Topraklarının % 57’si dağlar, tepeler, % 31,5 platolar –2089 m. Akdağ, 1826 m, Türkmen Dağı, 2181 m. Eğrigöz, 2309 m. Murat, 1764 m. Yellice- İncebel Tepesi, 1890 m. Gümüşdağ- Karlık Tepesi, Şaphane Dağı, 1533 m. Yeşildağ- Tepelcepetepe, 1800 m. Simav- Ziyarettepe, Sabuncupınar, Yazılıkaya, Özbek- Sazak platoları– % 12’si çayır ve mera, % 35’i ekili alanlar Susurluk, Sakarya ve Gediz havzasındaki Kütahya ve çevresini çok sayıda akarsu, nehir ve ırmakla-Porsuk, Felent , Murat -Oysu, Kokar, Gediz, Emet, Tavşanlı, Simav, Kocaçay- Hamzabey çayları, Kureyşler, Avşar, Bedir – göl ve göletlerle– Çavdarhisar, Simav gölleri, Porsuk, Enne, Kayaboğazı, Söğüt, baraj gölleri, Pazarlar, Belkavak, Sofular, Kargür, Certe, Kuruçay göletleri– ile beslenen % 11’i ovalardan- Tavşanlı, Örencik, Simav, Kütahya, Yoncalı, Köprüören, Aslanapa, Altıntaş ovaları– oluşmaktadır.
Ulaşım; Kütahya ili hem karayolu hem de demiryolu olarak tam ve gelişmiş bir ağa sahiptir.
Afyon yönünden gelen demiryolu, Alanyurt’ ta ikiye ayrılır ve kollarından biri Eskişehir’e giderken diğeri Balıkesir yönünü izlemektedir. ,
Altıntsaş ilçesi yakınlarındaki havalimanıyla da kent ve çevresine ulaşmak mümkündür.
Tarihi;
Kütahya ili tarihinin MÖ 3000 Hititler dönemine kadar gittiği bölgede genelinde- Enet ve çevresi, Kütahya Kalesi, Roma yolları, mil taşları, yüzden fazla höyük ve tümülüs– Seyitömer Höyük vb. Ağızören Köyü, Tavşanlı, Elmalı, Simav, Çavdarhisar, Emet, Kayı Köyü- Altıntaş, Üçhöyük, Domaniç, Tunçbilek, Boyalık, Gevence, Aizanoi Antik Kenti, Hitit nekropolleri vb.– yapılan kazılarla ortaya çıkarılan çok sayıda tarihi bilgi, belge ve buluntudan anlaşılmaktadır.
Eski yazıt ve sikkelerde kente ait çeşitli adlara -MÖ 1100 -MÖ 1200 yılları arasında Dor ve Akaların Seramorum- seramik kenti olarak anılan Kütahya’ya Frigler, Frigce Kotyalon- Kotiaeion- Kotium – rastlanmaktadır.
Antik çağın en ünlü coğrafyacısı ve düşünürlerinden Strabon’un kaynaklarında kentin adının Kotys’in Kenti yani Trakya’da 38 yılında yaşayan, Odrisli, Anadolu yerlisi Romalı bir komutanın adı, Kotys’den geldiğini yazılmaktadır. Halen kent müzesindeki bazı sikkelerde kentten Koti diye bahsedildiği de dikkat çekmektedir.
Kütahya, MÖ 1800- MÖ 1200 Hititlerden başka MÖ 1460- MÖ 1200 Assuva Konfederasyonu, MÖ 1200- MÖ 676 Frig, Kimmer, Med, MÖ 607- MÖ 546 Lidya, MÖ 546- MÖ 334 İran- Pers, MÖ 334- MÖ 281 Büyük İskender ve Makedonyalılar tarafından da ikametgâh olarak seçilmiştir.
Büyük İskender’in ölümünün ardından Kütahya, Bitinya ve MÖ 281-MÖ 133 Bergama Krallıkları arasında paylaşılmış ve ardından MÖ 133- MS 395 yılına kadar Romalıların bir ili olan kent, bir süre sonra da 395 yılında Bizans’ın yönetimine geçmiştir.
Kent ilk dönemlerinden beri sahip olduğu zengin maden yatakları sayesinden pek çok uygarlığın ilgisini çekmiş daha sonra bu uluslara bunlara 1071’den sonra Anadolu’ya kitleler halinde giren Türkler ve kavimleri de eklenmiştir.
Kütahya ve Çevresindeki Tarihi Kalıntılar;
5-1-1- Kütahya Kalesi;
Bizans döneminde inşa edilen kalenin yetmiş burcu bulunmaktadır.
Kentin en önemli tarihi yapılarından olan kale zamanla yıprandığı için Selçuklu, Germiyanoğulları ve Osmanlılar döneminde bazı değişikliklerle günümüze kadar gelebilmiştir.
Ulu Cami ve Kitaplığı, Hasan Bey Cami ve Medresesi, İshak Fakih Cami ve Medresesi, Vahit Paşa Kitaplığı, İmaret Mescit, Hisarlı, Karagözpaşa Cami, Özbek ve Balık camileri, Hüseyinpaşa Külliyesi kentteki Türk- İslam dünyasının en önemli eserleri olarak sayılabilir.
5-1-2- Kütahya Müzesi;
1314 yılında Germiyanoğulları zamanından kalma Vacidiye Medresesi müzeye dönüştürülerek, bölgedeki çok sayıda dönem ve uygarlıklardan- geç kalkolitik, eski tunç, Hitit, Frig, Helenistik, Roma, Bizans– pek çok tarihi eser sergilenmektedir.
Bu tarihi kalıntıların yanında müzede 14. yy. dan günümüze kadar devam eden İznik ve Kütahya yöresi değerli çini örneklerini görmek de mümkündür.
Ayrıca müzede, bölgedeki tarihi ören yerlerinde –Aizanoi, Seyit Ömer Höyüğü, Tavşantepe, Güzelyakup– yapılan kazılarda ele geçirilen buluntularda da gözler önüne serilmektedir.
5-1-3- Kossuth Evi Müzesi;
19. yy. da Macaristan’ın Rusya ve Avusturya saldırısına direnen Macarlardan Lajos Kossuth ve arkadaşları Osmanlı İmparatorluğu’na sığınarak Kütahya’ya yerleştirilmişler.
1849-1851 yılları arasında yaşadıkları bu ev daha sonra Kossuth ve ailesinin eşyalarının sergilendiği bir müzeye dönüştürülmüştür.
Tipik bir 18. yy. Kütahya evi mimarisine sahip müze binası da sergilediği eşyalar kadar ilgi çekmektedir.
5- 1- 4- Kütahya-Sadık Atakan Müzesi;
Kütahyalı bir koleksiyoncunun topladığı bölgeye ait tarihi eşyalar- Kütahya’ya gelen ilk radyo, ilk daktilo, dikiş makinesi, taş plaklar, duvar saatleri, el yazması levhalar, tavan göbekleri ve çeşitli eski mutfak gerekçeleri, çiniler, tespih, kundura, sikkeler– yine aileye ait evde sergilenmektedir.
5- 1- 5- Kütahya-Alaaddin Keykubat Cami;
İl merkezinde yer alan cami 1233 yılında Selçuklu Sultanı 1. Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır.
Cami yanındaki hamamıyla beraber zaman zaman onarılan cami halen son derece bakımlı haliyle dikkat çeken bir yapıdır.
5- 1-6- Kütahya- Mevlevihane- Dönenler Cami;
Ne zaman, kimin tarafından yaptırıldığı tam olarak bilinmeyen ve Mevlevihane olarak kullanılan yapının semahane kısmı kapatılmış ve onarılarak camiye dönüştürülmüştür.
Caminin yanındaki türbede Ergun Çelebi ve yakınları yatmaktadır.
5-2-1- Çavdarhisar- Aizanoi Antik Kenti ;
Çavdarhisar’a 60 km. uzaklıkta yer alan antik kentin tarihi MÖ 3000 yıllarına kadar gittiği bölgede yapılan kazılar sonucu ortaya çıkarılmıştır.
Ancak kentin canlanması ve bugüne gelebilen pek çok yapı ve yapıtın MÖ 263- 241 I. Eumenes zamanında Bergama Krallığı’na bağlandıktan sonra ve MÖ 133 yılları ile Roma dönemine aittir.
Öyle ki bu dönemde tahıl, şarap ve yün üreterek zenginleşen kentte çok sayıda insanın yaşadığı ya da bu ürünleri almak için sıklıkla kenti ziyaret ettikleri yazıtlardan anlaşılmaktadır.
Yine bu dönemlerde zenginliğine ve gelişimine paralel olarak özellikle 2. yy. da kente çok sayıda yeni mimari eser eklenmiştir.
Aizanoi ve çevresinde yapılan arkeolojik çalışmalar sırasında bu ilgi çekici yapıların birinde günümüze kadar en iyi korunan tapınak ve içinde Ana Tanrıça Kybele’nin kült odası ile Zeus Tapınağı’nın yapımı için Roma İmparatoru Hadrianus’a ait ele geçirilen bir bağış mektubuna da rastlanmıştır.
Ayrıca tapınakta Zeus ve Kybele yazıtları ile yerel Ana Tanrıça Meter Steunene kült odasının da olması Anadolu Ana tanrıça inancı ve tapınak hakkında bilgiler veren son derece önemli buluntular olarak kabul edilmektedir.
Aizanoi Antik Kenti’ne 2 km. uzaklıktaki Kocaçay üzerinde iki taraflı köprüler ve Roma dönemine ait duvarları görülen Penkalas- Ana Tanrıça Meter Steunene ait bir mağara da yer almaktadır.
Yine Kocaçay’ın taşkın sularını kontrol altına almak için Roma dönemine ait bir baraj ve Penkalas’ta bir de taş ocağı da kentin madencilik alanında gelişimine örneklerdir.
Aynı bölgedeki kazılarda toprak adak heykelcikleri -MÖ 1- MS 2. yy.- 2.yy. ve blok taşlı kurban çukurları da son derece ilgi çekici buluntulardır.
Aizanoi Antik Kenti’de hala görülebilen ve yapıldığı dönemlerin ihtişamını gözler önüne seren diğer antik yapılar; 20 bin kişilik tiyatro, 13.500 kişilik stadyum, 450 m. uzunluğunda sütunlu cadde, mezar yapısı- heroon, lahitler, gymnasium, zemininde Satyr ve Menad mozaikli hamam, iki agoralı 2. yy. Aizanoi Macellum, 4.yy. İmparator Diocletianus zamanı 301 yılına ait enflasyonla mücadele amacıyla yazılan fiyat listesi olarak sıralanabilir.
Antik kentin erken Bizans döneminde piskoposluk merkezi olduğu ancak 7. yy. dan sonra Aizanoi’nun önemini yitirdiği yine yapılan araştırmalarla ortaya çıkarılmıştır.
Daha sonraki yıllarda vadinin düzleştirilerek çavdar tarlalarına dönüştürüldüğü ve çevredeki tarihi yapıların bir kısmının zarar gördüğü sonra değerleri anlaşılan bu kalıntıların korunma altına alınarak araştırmaların başlatıldığı bilinmektedir.
5-2-2- Çavdarhisar- Zeus Tapınağı;
Merkeze 60 km. uzaklıkta, tarihi Aezani- Çavdarhisar’da bulunan Zeus Tapınağı antik dönemin Anadolu’da en iyi korunabilmiş yapılarından biridir.
Yapının altında bir de bodrum bulunmaktadır. Roma dönemine ait yapı Korint mimari tarzında inşa edilmiştir.
Yine aynı ve yerde aynı dönemde yapılan iki balkonlu stadyumun sadece bir balkonu günümüze ulaşabilmiştir.
Ayrıca Kütahya Müzesi ve Çavdarhisar Antik Kenti- Aezani, Emet- Tiberipolis antik kentleri de bölgede gezilmesi gereken tarihi önemi büyük yerlerdir.
5-3-1-Kütahya- Frig Vadisi- Kaya Mezarları;
Kütahya’ya 55 km. uzaklıkta, Alayunt civarındaki vadide, Yeni Bosna Köyü, Sabuncupınar, Söğüt, İnli, Sökmen, Fındık ve İncik mağaraları ile Ovacık Köyü- İnlice mahallesi arasındaki alanda MÖ 900- MÖ 600 yılları arasında Frigler ve uzun bir ara sonra da Romalılar da yaşamışlardır.
Frigler, MÖ 1200 yıllarında Anadolu’ya boğazları geçerek gelmişler ve MÖ 800 civarında Ankara- Eskişehir- Polatlı Gordion- Yassıhöyük arasına krallık kurmuşlardır.
Seramik, tahta, geometrik ve hayvan desenli süslemeleri ile madencilikte kendilerine özgü bir tarz yaratan Frigler, Anadolu uygarlıkları arasında önemli bir yer edinmişlerdir.
Ayrıca vadide Frig dönemine ait kaya mezarları- Gökçeışık ve Tavşanlı- ile Dikili Taş mevkinde son derece dikkat çekici doğa harikaları peri bacaları da bulunmaktadır.
Özellikle tapınaklardaki renkli ve sade kabartmalar ve kaya anıtları günümüze ulaşan en önemli eserlerdendir.
Flüt, simbal gibi müzik aletleri ile halen batı müziğinde kullanılan Frig Gamı’nı bulan, kendilerine özgü yazı sistemi geliştiren, hayvan masalları konusunda ustalaşan bir ulus olan Frigler ile bölgede yaşayan sonraki uygarlıklardan oldukça geniş alana yayılan çok sayıda kalıntı- barınaklar, çifte kiliseler, savunma kaleleri, mezarlar, odalar, gizli geçitler, dehlizler, mağaralar ve bunların içindeki farklı motiflerle yapılan freskler ile kayaya oyulmuş Kybele kabartması– göz alıcı tarihi belgeler olarak hala varlıklarını sürdürmektedir.
Dünya ve Anadolu tarihi açısından son derece önemli bir ulus olan Frigler, MÖ 7. yy. da Kafkaslar’dan gelen Kimmerler tarafından yıkılmışlardır.
5- 4- 1- Gediz;
Kütahya iline 92 km. uzaklıkta yer alan Gediz bölgenin tarihini çok eskilere- MÖ 5500 tunç çağı- kadar götürmektedir. Gediz, hemen doğusunda görkemli her yanından pınarlar fışkıran 2309 m. Murat Dağı ile kardeşleri 1552 m. Fikirsiz Tepe, Sarıçiçek ve Mihrioğlu ile 2120 m. Şaphane dağlarını yanına alarak bölgede dünden bugüne yaşayan insanlar için yurt olmuş onların ihtiyaçlarını karşılamıştır.
Kenti ikiye bölen ve 400 km.lik yol boyunca geçtiği yerlere yaşam katan nehirden adını alan Gediz İlçesi ve özellikle Bağçeler Vadisi- Eskigediz İlçesi’nin ilk dönemlerden beri yerleşim merkezi olmasının nedeni bölgedeki üç büyük akarsu –Gediz, Porsuk ve Emet– üzerinde olmasıdır.
Günümüzde 305 önemli doğa alanından biri ve 30- 35 km. uzaklıktaki ormanlar arasında 1500 m. rakımlı bir göl de Murat Dağı’nda bulunmaktadır.
Bölgede ilk yerleşimlere ait bilgiler halen çalışmaları devam eden Karaardıç ve Hoyratkaşı höyüklerinden– kazılardan elde edilmektedir. Kente ilk sürekli yerleşim Eskigediz- Kadys- Kadoi- MÖ 7. yy. Frigler dönemi– elde edilmektedir.
Araştırmalarla burada yaşayan pek çok uygarlık- Hititler, yaklaşık 600 yıl yaşamışlar ardından Frigler, Lidya, Pers, Helen, Roma, Bizans ve Osmanlı vb.-hakkında önemli bilgilere ulaşılmıştır.
Kentte antik dönemlerden kalan sunaklar, kaya anıtları- Köpenez Köyü MÖ 750- MÖ 696 Frig dönemi- çeşmeler, evler, tapınaklar- Ana Tanrıça Kibele gibi– antik kent kalıntılarının yanında Osmanlı döneminden de camileri- Gazanfer Ağa, Kurşunlu, Eminağa, Salur, İsabey – ile hamamlar- Gazanfer Ağa -Çifte- Hamam vb. tarihi yapılara da rastlamak mümkündür.
Bölgede 1970 yılında meydana gelen büyük bir depremle birlikte halk yeni yerleşim yeri Gediz’e taşınmıştır.
Eskigediz barındırdığı tarihi kalıntıları ve doğal nitelikleri- memeliler, kuşlar, sürüngenler, ormanlar, 25 endemik bitki türü, özellikle ters laleleri- ile 1992 yılından itibaren SIT alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.
5- 5- 1- Emet- Şehirler Anıtı;
Emet ve Dumlupınar ilçelerinde Kurtuluş savaşı şehitleri adına dikilmiş bir anıttır.
Kütahya’nın tarihinin yanında öne çıkan doğal ve şifalı merkezler özellikle termal sularıyla ünlü çok sayıda kaplıca bulunmaktadır. Kentin bilinen en önemli kaplıcaları- Yoncalı Kaplıcaları ve Çamuru, Naşa, Ilıca ve Emet- olarak sıralanabilir.
Her yıl çok sayıda insana sağlık sunan bu kaplıcalarda eklenen yeni tesisler dikkat çekicidir.
Ayrıca kentteki Hıdırlık Tepesi ve buradaki 1246 yılında inşa edilen mescit, Selçuklulara ait Yoncalı kaplıcasındaki hamam ve cami, 1973 yılına ait Çinili Cami- Yakuboğlu Cami- Ulucami, Kaditler, Lala Hüseyin Paşa, Sadettin, Karagöz, Saray, Takvacılar, Yeşil camileri, tarihi evleri Germiyan Sokağı ve Konakları, Sakahane ile Seyitömer Höyük, Murad Dağı bölgede görülmesi gereken yapılar ve yerlerden bazılarıdır.