5-Karaman;
Coğrafi;
Komşular;Konya, Mersin ve Antalya illeriyle komşudur.
Yüzölçümü; 3.686 km²
İlçeler; Ayrancı, Başyayla, Ermenek, Kazımkarabekir, Sarıveliler ve merkez ilçe Karaman.
İklim; Karaman, tipik karasal iklim -yazları kurak ve serin, kışları soğuk ve yağışlı– özelliklerini gösteren kentlerden biridir.
Bitki Örtüsü; Denizden yaklaşık 1014 m. yükseklikte, etrafı başta Toroslar olmak üzere yüksek dağlarla – 2288 m. Karadağ, 2227 m. Yuntdağı, 2427 m. Oyuklu, 2226 m. Kartatepe, 2481 m. Özyurt dağları- çevrili, zengin akarsularla –Deliçay, Göksu, Kocadere, İbrala – beslenen verimli ovalar- Karaman, Ayrancı- Ereğli ovaları- bozkır, mera ve çayır alanlarla kaplı iken topraklarının yaklaşık % 20’sinde ormanlık alanlar görülmektedir.
Ulaşım; Ülkenin her yerinden Karaman ve ilçelerine karayolu, demiryolu ile kolaylıkla ulaşmak mümkündür.
Tarihi;
Anadolu insanı, bu topraklarda var olduğundan bugüne çeşitli amaçlarla –beslenme, barınma, güvenlik, ticaret, askeri, dini, kültürel, turizm vb.– bulunduğu yerden ayrılarak yaşamını sürdürebileceği, gereksinimlerini karşılayabileceği daha uygun yaşam alanları aramıştır.
Bu arayışlar sırasında Anadolu’da bölgeler arasında -Doğu-Güneydoğu, Ege, Akdeniz, Marmara, Karadeniz- kullanacağı en kestirme yol, İç Anadolu Bölgesi’nden geçmektir.
Dolayısıyla İç Anadolu Bölgesi ve kentlerinin tarihlerinin de Anadolu’daki insanlık tarihi kadar eski olması hiç şaşırtıcı değildir.
Karaman’ın tarihinin de MÖ 8000’lere kadar gittiği yapılan kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Hititlerin ticari ve askeri merkezlerinden biri olan Karaman’da daha sonra Frig, Lidya, Pers, Helen, Roma, Bizans, 1190 yılında Selçuklu ve 1467 Osmanlılar hüküm sürmüşlerdir.
Bizans döneminde Larenda olarak anılan kente, Selçuklular Larende demiş ve kent Karamanoğulları zamanında başkent yapılmıştır.
5-1-1- Karaman Kalesi;
Karaman kent merkezi yakınlarında yer alan ve 11.-12. yy. tarihli üç sur-üç kaleden
oluşmaktadır.
Bronz çağı, Roma ve Bizans dönemi izleri görülen bir höyük üzerindeki kale, Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlılar zamanında çeşitli kereler onarılmıştır.
Zamanla yenilenen yapının dokuz kuleli iç kale kısmı günümüze kadar gelebilmiştir.
5-1-2- Çeşmeli- Surp Asvadzadzin Ermeni Kilisesi;
Tapucak Mahallesi’ndeki Çeşmeli- Surp Asvadzadzin Ermeni Kilisesi küçük bir bazilika olarak tasarlanmıştır.
Bizans mimari dönemi özelliği gösteren uzun bir koridor üzerine kesme taştan inşa edilen kilise, daha sonra bir süre cezaevi olarak kullanılmıştır.
Yakın zamanda onarılan kilise, sergi ve toplantı salonu, müzik etkinliklerinin yapıldığı bir mekân olarak kullanılmaktadır.
Karaman’da özellikle Tapucak Mahallesi’nde mübadeleye kadar yan yana yaşayan Türk, Ermeni ve Rumlardan kalan çok sayıda yapı bulunmaktadır. Yine bu mahallede Osmanlı dönemi Yeni Hamam, Karamanoğulları dönemi Araboğlu Cami ile çok sayıda Türk, Rum, Ermeni evlerini görmek mümkündür.
5-1-3- Hatuniye Medresesi;
Kent merkezinde yer alan Hatuniye Medresesi, 1382 yılında Osmanlı Sultanı Murat Hüdavendigar’ın kızı, Karamanoğlu Alaaddin Bey’in karısı Nefise Sultan tarafından kesme taştan yaptırılmıştır.
Tek eyvanlı, revaklarla çevrili açık avlulu medresenin avlusunda öğrenci hücreleri bulunmaktadır.
Döneminin mimari özelliklerini yansıtan medresenin geometrik ve bitki motifleri, palmetler, Rumi yazı ve kuşak süslemeleri taç kapı, eyvan kemeri köşe odaların girişlerinde görülmektedir.
5 -1-4- Aktekke- Mader-i Mevlâna Cami;
Kent merkezinde yer alan cami, hamam, derviş hücreleri, mezarlık-hazire ve türbenin bulunduğu bir külliye içinde yer almaktadır.
Caminin yakınında Mevlânâ’nın annesi Mümine Hatun’un türbesinin yanında Mevlana ailesine ait 21 adet taş mezar bulunması nedeniyle Mader-i Mevlâna Camii’ de denilmektedir.
5 -1-5- Karaman Müzesi;
Karaman merkezde yer alan müzede, kent ve çevresindeki ören yerleri, yerleşim yerlerinden çıkarılan çok sayıda arkeolojik ve etnografik yapıt sergilenmektedir.
İki sergi salonu olan müzede MÖ 20 bin- MÖ 9 epipaleolitik- mezelotik- orta taş çağı , MÖ 10 bin – MÖ 6 bin neolitik-yeni taş-cilalı taş, MÖ 5 bin-MÖ 3 bin kalkolitik- bakır çağ, MÖ 3000-MÖ 1200 bronz- tunç çağ, MÖ 8.yy..- MS 5.yy. klasik çağlar, Roma, Bizans, Helenistik, Venedik, Selçuklu, Anadolu Beylikleri, Karamanoğulları, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi- yapıtları- pişmiş topraktan kaplar, idoller, kemikten ve madenden yapılmış takılar, gözyaşı şişeleri, sikkeler, silahlar ve etnografik ürünler yanında Manazan Mağarası kadın cesedi – sergilenmektedir.
5-2-1- Ermenek;
Karaman’a 156 km. uzaklıkta engebeli bir arazide, ormanlar arasındaki Göksu Nehri kıyısında yüksek bir arazi- platoda yer alan nam-ı diğer “yükseklerde yaşayan yiğit insanların ülkesi” Ermenek’in tarihi, MÖ 5000 yıllarına kadar gittiği yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılmıştır.
Ermenek sakinlerini koruyacak şekilde konumlanmış olması, su kenarına yakınlığı, bereketli toprakları, ormanlık alanların çokluğu vb. nedeniyle pek çok uygarlığa –Hitit, Aka, Babil, Pers, Roma, Bizans, Karamanoğulları, Osmanlılar- yurt olmuştur.
Özellikle Roma döneminde kenti çok seven, uzun süre burada konaklayan komutan Caesar Germanicus kente kendi adından esinlenerek Germanicopolis demiş ve zamanla bu ad Ermenek’e dönüşmüştür.
Ermenek’in kayalık yamaçlarına Roma zulmünden kaçan Hıristiyanların oydukları sayısız mağara yıllarca bölgeye sığınak olmuştur.
Kent, Karamanoğuları döneminde uzun zamanOsmanlıya dirense de 1460 yılından sonra Osmanlı toprağı olmuş ve yıllarca sarayda çok aranan Ermenek bezini üretmiştir.
Ermenek civarındaki son derece güzel, yeşil ladin, köknar, sedir vb. ağaçlarıyla dolu ormanlar, bağlar, bahçelerde yetişen narlar, cevizler, zeytin ve incirlerin tadına doyum olmaz.
Kent ve çevresinde gezilmesi gereken önemli yerlerinin başında- Balkusan Yaylası, Ambar Boğazı, Nadire Kanyonu, Ayhatun Mağarası, Gökçeseki- Göktepe ve Uğurlu kaya mezarları, dünyanın üçüncü büyük mağarası 196 km. uzunluğundaki Maraspoli- gelmektedir.
5-2-2- Ermenek- Gökçeseki Örenyeri;
Ermenek- Gökçeseki Köyü yakınlarında, iki tepe arasındaki ören yerinde çanak- çömlek, kaya mezarları, basamaklı kutsal alan ve çeşitli yapılara ait mimari parçalar, klineler, aslan çeşitli kabartmalar ve beşik tonoz örtülü kalıntılar dikkat çekmektedir.
Yapı kalıntılarında yapılan araştırmalardan burasının Roma ve Bizans dönemlerine ait önemli bir yerleşim yeri olduğu anlaşılmaktadır.
5-3- 1- Madenşehir Öreni;
Madenşehir Köyü yakınlarında, özellikle Binbirkilise Bazilikası ile dikkat çeken ören yerinde çok sayıda Roma ve Bizans dönemine ait mimari yapı ve yapıt parçaları bulunmaktadır.
Ören yerinde nekropol- mezarlık alandaki lahitler ile ilgi çeken lahit kapakları, diğer kilise ile yapılar özellikle 500-900 yılları arasında Arap işgalleriyle zarar görmüştür. Yapılar zamanla onarımlarla düzeltilmeye çalışılsa da pek çok mimari parçada önemli kayıplar görülmektedir.
5-4-1- Taşkale Tahıl Ambarları;
Taşkale Kasabası yakınlarında, nemi önleyen, ısıyı sabit tutan killi kireç taşlı kayalara oyularak yapılan 250 den fazla tek ya da iki odalı ambarlar bulunmaktadır.
Yöre halkı bölgede yetiştirdikleri özellikle tahıl ürünlerini korumak için yükseklere oydukları ambarlara zincirli, makarna şeklinde nişlere tutunarak çıkmaktadır.
Zamanında buzdolabı olarak kullanılan ambarlar, halen bölgenin en dikkat çeken işlevsel yapılarıdır.
5 -4-2- Taşkale- İncesu Mağarası;
Taşkale Köyü- İncesu Deresi kıyısında, 1.356 m. uzunluğundaki mağaranın içinde, çok sayıda sarkıt, dikit ve traverten havuzları bulunmaktadır.
Ayrıca, Karaman ve çevresinde ziyaret edilecek çok sayıda tarihi, doğal mekân ve yerleşim yeri bulunmaktadır.
5 -5-1- Değle Ören Yeri;
Volkanik Karadağ üzerindeki ören yerinde döneminin mimari özelliklerini yansıtan Bizans dönemine ait 2-3 odalı konutlar dikkat çekmektedir.
Ayrıca ören yerindeki nekropol -mezarlıkta çok sayıda kaya mezarı, kabartmalı kapaklar ile piramidal örtülü keme taştan yapılan mezar odaları ve kaya mezarına çevrilen sol elinde tas tutan sağ eliyle tohum saçan bir adam figürünün kabartma olarak işlendiği sunak bulunmaktadır.
5 -6-1- Derbe- Kerti Höyük;
Toros Dağları eteğinde, Helenistik dönemde Antipatros adında yöneticisi olan küçük Makedon krallığın ilk yerleşim tarihi MÖ 1. yy. kadar gitmektedir.
Galatia Kralı Amyntas Kralı tarafından alınan Derbe’nin adı, Roma döneminde Claudius tarafından Claudioderbe olarak değiştirilmiştir.
Hıristiyanlığın yayılma döneminde St. Pauolos kentin yakınlardaki Lystra’dan kovulunca Derbe’ye sığınarak dini yaymaya çalıştığı da eldeki kaynaklardan anlaşılmaktadır.
Gökçeseki Örenyeri, Gökçe Çamlığı, Gödet Barajı, Hürrem Dayı Evi, Tartan Konağı, Yunus Emre ve İmaret Cami, Manazan Mağaraları, Yerköprü -Göksu Şelalaesi, Zeyve Pazarı gezilip görülmesi gereken yerlerin başında gelmektedir.