ELAZIĞ

5- Elazığ -Mamüret’ül Aziz- Elaziz;

Coğrafi;

Komşular; Fırat’ın yukarı kısmında yer alan Elazığ ilinin doğusunda Bingöl, kuzeyinde Keban Baraj Gölü- ve Tunceli, batı ve güneybatısında Karakaya Barajı ve Malatya ile güneyinde Diyarbakır illeri bulunmaktadır. 

Yüzölçümü; 9313km2.

İlçeler; Ağın, Alacakaya, Arıcak, Baskil, Karakoçan, Keban, Kovancılar, Maden, Palu, Sivrice ve merkez ilçe Elazığ.

İklim; Doğunun yüksek rakımlı illeri gibi Elazığ’dadatipikkarasal iklim egemendir. 

İl ve çevresinde kış ayları uzun, soğuk ve kar yağışlı iken yazlar kısa, sıcak ve kurak geçmektedir. 

Ancak son yıllarda Elazığ ve çevresinde oluşturulan baraj gölleri iklimde değişimlere neden olmuş ve ılıman etkileri arttırmıştır.

Bitki Örtüsü: Doğu, batı ve güneyden aralıklarla sivrilerek yükselen dağ ve tepelerle- 2.118m. Hasan, 2.004 m. Bulutlu, 1.925 m. Karga, 2.016 m. Kamışlık, 1.490 m. Meryem ve Toroslar– çevrili Elazığ topraklarının çok az bir kısmını oluşturan ormanlık alanlardaki ağaçlar- dişbudak, kızılağaç, ceviz, çitlenbik, ardıç– olarak sıralanabilir.

Dere ve nehir –Fırat, Karasu, Murat, Behremaz, Keban Baraj Gölü– boylarında kavak ve söğüt ağaçlarına rastlanırken yerleşimin yoğun olduğu Karaboğa dağları- Gökdere ve Akdağ- üstündeki plato ve ovalarda- Elazığ, Uluova, Kuzova, Behremaz ile Palu -Yarımca, Mürüdü ve Zahini ovaları– tarım ve hayvancılık faaliyetleri yapılabilmektedir.

Elazığ ili ve ilçelerine hayat veren bir diğer su kaynağı göller bölge ve ülke açısından da önemli doğal alanlardır.

Ulaşım: Elazığ ili, Doğu Anadolu Bölgesi ana yolları içinde yer alan önemli kavşak kentlerden biridir. 

İl ülkenin dört bir yanına bağlı olduğu karayollarının ağı yanında demiryolu ve havayolu ulaşımına da sahiptir. 

Elazığ yakınına sonradan yapılan Keban Barajı ile de bazı ilçelere ve komşu illere feribotlarla ulaşılabilmektedir.

Tarih- Elazığ- Harput; 

İl merkezinin tarihi yakınındaki Harput ile başlamaktadır. 

Bugün Elazığ’a 5 km. uzaklıktaki Harput, Elazığ, Samsun- Mezopotamya yolu üzerinde bulunan Harput Kalesi yakınlarında, denizden 1067 m. yükseklikte kurulmuş bir yerleşim yeridir. 

Bu yüzden ilçe Harput’un tarihi il merkezi Elazığ’ın tarihini çok daha eskilere götürmektedir.

Paleolitik- Yontma Taş Devri MÖ 10.000 yıllarında yerleşimin var olduğu düşünülen Harput civarında Altınova- Korucutepe’de yapılan kazılarda, MÖ 4000 gümüş takılar, volkan camları-obsidyen, bakır, bazalt ve demir madenler, kayatuzları, 2000 anıtsal yapılar, Norşuntepe’de MÖ 3000 Büyüksaray, Tepecik Höyük’te ilk Uruk ticari kolonileriyle işbirliğinin izlerine rastlanmıştır. 

MÖ 2000 yıllarında Hurrilerin yaşadığı ve Hititlerin İşuva dedikleri Harput’a, MÖ 12. ve MÖ 7. yy. a gelindiğinde Urartuların uzun süre egemen olduğu ve kente Taş Kale anlamında-Har-Put- dedikleri yapılan araştırmalarla belirlenmiştir.

Kentte Med ve Perslerin ardından 3. yy. da Roma, Bizans, 7. yy. da Araplardan sonra da Türkler varlık göstermeye başlamışlardır.

Harput’ta yaşayan uygarlıklardan- Urartu, Hitit, Med, Pers, Roma, Bizans, Arap, Çobukoğulları Beyliği -kalan pek çok çivi yazılı tablet ile yapıt ve yapıları – Harput Kalesi, Altınova- Norşuntepe, Palu Kalesi, Karakoçan -Bağın, İzoli -Kuşsarayı– bölgenin tarihini ortaya koymaya komaktadır.

Harput uzun yıllar bölgenin pek çok okulu -medrese, kütüphane vb.- ile kültür merkezi idi. 

Harput, 1085-1100 Çobukoğulları Beyliği ve Artukoğullar, 1234 Alaaddin Keykubad ile Selçuklular, Ermeni, Ertenaoğulları, 1243 İlhanlılar, 1363 Dulkadiroğulları,  1465 Akkoyunlu, Safevi, 1516 yılında Osmanlıların da toprağı olmuş önemli bir tarihi yerleşim yeridir.

1860 yıllarında Harput’un mezarı olarak var olan Elazığ, daha sonra bugünkü il merkezine dönüşmüş ve Cumhuriyet’in ilanından sonra da Atatürk tarafından kente Azık Diyarı anlamında Elazık denilmiş ve kent 1923 yılında il olmuştur.

Elazığ ve Çevresindeki Tarihi Yapılar;

5-1-1- Ulu Cami; 

Artuklu Hükümdarı Fahrettin Karaaslan tarafından 1156-1157 yıllarında yaptırılan cami, Anadolu’daki en eski yapılarından biridir. 

Cami, mimari ve süsleme olarak da en önemli örneklerden kabul edilmektedir. 

Eğri minaresiyle dikkat çeken caminin dikdörtgen planlı harimi, son cemaat yeri ve avlusuyla üç kısımdan oluşmaktadır. 

İç duvarları birbirine kemerlerle bağlanan camide halen ibadet yapılmaktadır.

5-1-2- Sara Hatun- Sarayhatun Cami;

Akkoyunlu Hükümdarı- Uzun Hasan, Bahadır Han’ın annesi Sara Hatun tarafından 1465 yılında mescit olarak inşa edilen yapı, 1585 -1843 yıllarında onarılarak bugünkü halini almıştır. 

Kare planlı caminin üzerini 4 kalın sütunun taşıdığı büyük bir kubbe örtmektedir. 

Mihrabının sadeliğine karşın minberinin taş işçiliği ve iki renkli kesme taştan yapılan minaresi dikkat çekicidir. 

Urartulara ait kaya merdivenli hücreler, suyolları, Kurşunlu Cami, Müze, Arapbaba Mescidi ve Türbesi, Nadir Baba Türbesi, M. Zahri Türbesi, Mansurbaba Türbesi, Fetih Ahmet Baba Türbesi, Harput Kalesi, Bizans Kilisesi, Alacalı Cami ve Mescit, Medresesi ile Elazığ’da Ağa Cami, Norşuntepe ve Pagnik, Palu antik kentleri, Palu- Merkez Cami, Şehraz Hamamı, Paşa Hamamı, Ankazaba, Eski Kalealtı, Uryanbaba Türbesi, Şeyh Şerafettin Türbesi, Beşikbaba Türbesi, kalesi, dereleri görülmesi gereken yerlerin başında gelmektedir.

5-2-1-Keban Baraj Gölü:

Murat Vadisi boyunca 125 km. uzanan Keban Gölü, Türkiye’nin en büyük yapay baraj gölü olarak 675 km2.lik alana sahiptir.

Elazığ ve bölge ikliminde değişikliğe neden olan Keban Gölü’nü oluşturmanın asıl amacı elektrik üretmek idi. Ülkenin elektrik gereksiniminin % 8’ini karşılayan Keban, 8 büyük tribünle yıllık 7.5 milyar KW/saat enerji üretmektedir.

İldeki diğer önemli göllerden tektonik oluşumlu Hazar- Gölcük Gölü, Cip Baraj Gölü de önemli doğal alanlar olarak sayılmaktadır. 

5- 3-1- Palu;

Tarihinin çok eski dönemlere kadar –Sümer, Subaru, Hurri, Hitit, Mitanni, Asur, Urartu, İskit, Med, Pers, Majasuratti,  Makedon, Seleukos, Part, Ermeni, Roma, Bizans, Sasani, Arap, Selçuklu, Akkoyunlu, Safevi, Osmanlı–  gidebilmesinin nedeni sarp dağlar arasındaki vadiye düzlük sağlayan Murat Nehri’ne borçlu olan Palu yine Murat Nehri ile ikiye ayrılmaktadır.

Murat Nehri, Herinket ve Munzur Peri Suyu ile birleşerek bölgeye bereket getirmekte, Keban yakınlarında da Fırat’ın kolu Karasu’ya karışmaktadır. 

İlk yerleşim yeri Haraba Köyü yakınlarındaki Şimşat Kalesi civarında olan Palu içinde yaşattığı tüm bu dönemler boyunca çeşitli adlar – Balaus, Balaus, Romanapolis, Samsat, Şimşat vb.- almış ve konumu sayesinde yaklaşık beş bin yıl siyasi ve ticari merkez, İpek Yolu’nun önemli bir durağı olmuştur. 

Ayrıca bir süre başkent olarak varlığını sürdüren Palu’ya Urartular döneminde pek çok kale- Palu, Karalar vb.- mezarlar, sarnıçlar, kutsal alanlar, ambarlar, tüneller, surlar, camiler, türbelerden, mahalleler vb.- yapılmıştır.

Bunların yanında Urartu Kralı Menua’nın kayalara yaptırdığı kale çeşitli zamanlarda onarım geçirse de günümüze çok az bir kısmı kalmıştır. 

Ayrıca bölgedeki Küçük Cami, Kındık, Alacalı mescitler 16. yy. Artuklu yapılarıdır.  

Palu ve Elazığ’da değişik dönemlere ait Ulu Cami, Kara Cemşid Bey, Dükkanönü camileri, Selçuklu dönemi Palu Köprüsü, Kilisesi, Elazığ- Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Kömürhan Köprüsü, Çırçır Şelalesi, Kapalı Çarşı, Keban Barajı, Karakoçan- Golan kaplıcaları, Hazarbaba Kayak Merkezi ile il merkezi ve çevresinde Urartulardan kalma çok sayıda yapıttan Harput- Buzluk Mağarası, kaleler, Kaya mezarları, höyükler, köprülerin yanında Hıristiyanlık dönemi Süryani kiliseleri, Artuklu camileri, köprüleri, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait hamamlar, konaklar, evler, çeşmeler, köprüler, mescitler, türbeler, mezarlar,  kaleler ve camiler ile Elazığ geçmişten günümüze çok önemli merkezlerdendir. 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top