4-Bitlis;
Coğrafi;
Komşular; Bitlis, güneyde Siirt, batıda Muş, kuzeyde Ağrı, doğuda Van Gölü ile çevrilidir.
Yüzölçümü; Bitlis toprakları 6.706 km2. ancak Van Gölü ile birlikte 8.582 km2.dir.
İlçeler;Adilcevaz, Ahlât- Erkizan, Güroymak, Hizan-Karasu, Mutki- Mirtağ, Tatvan ile merkez ilçe Bitlis.
İklim; Türkiye’nin en çok kar yağan yerlerinden biri olan Bitlis’te kış ayları oldukça soğuk, uzun ve sert geçmektedir.
Denizden 1545 m. yükseklikteki kent ve çevresinde görülen karasal iklimin özelliği olarak zorlu kış koşullarına karşın kısa süreli yaz aylarına sıcak ve kuraklık hâkimdir.
Ancak Van Gölü çevresindeki Adilcevaz, Ahlat ve Tatvan ilçelerinde kış ayları yumuşak geçerken ilkbaharda en çok yağışı alan kent merkezi ve çevresi bu mevsimle beraber yemyeşil bir görünüme bürünmektedir.
Bitki Örtüsü; Volkanik çöküntü fay kırıklarından oluşan Nemrut 3050 m. ve Süphan 4458 m. dağları etrafındaki göllerle sıcak su kaynaklarının etkin olduğu, Yukarı Fırat ile Yukarı Murat arasında bir sınır kenti olan Bitlis’de tipik karasal iklim bitki örtüsü step ve bozkır ağırlıktadır.
Ortalama yüksekliği 2000 m. geçen il % 71’i dağlarla –Sini-2730 -Kırımızıtaş – 2607, Karataş – 2609, Handağı -2433m. tepeleri – çevrelendiği için yağışların yoğun olduğu ilkbaharda bölge yemyeşil bir görünüm kazanmakta ancak yazları sıcaklıkların artması ve yetersiz yağışlarla tüm çevre kuruyarak bozkır görünümünü almaktadır.
Bölge halkı da yaz aylarında tarım ve hayvancılık faaliyeti için çayır, otlak ve meraların çok olduğu % 3 yaylalara- Bitlis- Asor, Haydarderesi, Susana, Adilcevaz- Suphan ve Süte, Ahlat- Nemrut, Kuşhane, Uludere, Güroymak- Şen, Duap, Çıtak, Hizan- Örenlipanor, Mutki- Harik ve Meydan, Tatvan- Nemrut– çıkmaktadır.
Bitlis, %10,4’ü ovalık –Ahlât, Adilcevaz ve Rahva vb.-alanlardan yüksek girintili çıkıntılı arazilerden oluşmaktadır.
Yüksek kesimlerin yağışlarına göre meşelerden oluşan orman koruluklarına rastlanırken sulak alanlarda kavak, söğüt, elma, armut, ceviz, dut ağaçlarının çokluğu dikkat çekmektedir.
Ancak zamanla tahrip edilen ormanlık alanlar yüzünden bölgenin bitki örtüsü, iklimi ve yaşam alanları yitirmeye başlamıştır.
Bitlis volkanik dağların da neden olduğu sık sık kırılan faylardan dolayı çok sayıda depremin görüldüğü bir kenttir.
Ulaşım; Avrupa – İstanbul bağlantılı trenlerle de ulaşılabilen Bitlis ve çevresine karayolu ile de ulaşmak son derece kolaydır.
Tatvan ilçesinden Van Gölü ile feribot bağlantılı olarak doğu kentlerine ulaşım sağlanmaktadır.
Eğer Bitlis’e havayolu ile gelinmek istenirse en yakın Van ve Muş illerindeki havaalanlarını kullanmak gerekmektedir.
Tarihi;
Vadideki Güzel Şehir olarak tanımlanan Bitlis’in tarihi MÖ 2000 yıllarına kadar gittiği, adını da daha sonra bölgeyi yöneten ve kentin simgesi kaleyi yaptıran Büyük İskender’in komutanlarından Bedlis’ten aldığı yapılan araştırmalarla ortaya çıkarılmıştır.
Bölgede varolan çok sayıda uygarlık- MÖ 11. yy Urartu, MÖ 7. yy. Asur, MÖ 6.yy. Med, Pers, MÖ 4. yy. Makedon, 2. yy. Roma, 7. yy. Bizans, 10. yy. Selçuklu, 13. yy. Eyyübiler, Harzemşahlar, Moğol-İlhanlı, Şerefoğulları, Karakoyunlu, Akkoyunlu’ nun ardından 1514 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlılar– Bitlis’te de hüküm sürmüştür.
I. Dünya savaşı sırasında Rus işgaline uğrayan Bitlis, Cumhuriyet’ten sonra da 1936 yılında il olmuştur.
Bitlis ve Çevresindeki Tarihi Yapılar;
4-1-1- Bitlis Kalesi;
MÖ 334 yılında, sadık ve güçlü hizmetkâr olarak görülen İskender’in komutanı Leys Bedlis- Bidlis tarafından yaptırılan kaleyi İskender’in dahi alamadığı belirtilmektedir. Nasıl bu kadar dayanıklı yapıldığı hala tam olarak anlaşılamayan sert bir kaya blok üzerindeki yapının boyutları- çevresi 2800 m., yükseklik 56 m., sur kalınlığı 7 m.-ile 4-6- m. genişliğinde– iki burcu bulunmaktadır.
Kentin en güvenilir yeri olan kalenin çevresinde o dönemde bir han sarayı, 300 ev, 1 cami çarşı ve 1 bedesten de bulunmaktaydı.
4-1-2- Bitlis Ulu Cami;
Kent merkezinde, tarihi oldukça eski ibadet mekânlarından biri olan Ulu Cami’nin kitabesine göre yapı 1150 yılında Ebu’l Muzaffer Muhammed tarafından inşa ettirilmiştir.
Dönemin mimari özelliklerine göre yapılan caminin kendine has minaresi 1492 yılında yapıya eklenmiştir.
4-1-3- Gökmeydan Cami;
Kitabesinden 1801 tarihi görülen yapının asıl inşasının daha eski olduğu düşünülmektedir.
Bitlis merkezine yakın yapılan cami hakkında tam ve kesin bilgiler bulunmamakla beraber mimarisine göre yapı hakkında bilgilere ulaşılmaya çalışılmıştır.
İki katlı caminin alt katındaki taş duvarların üst kattan ayrıldığı görülmektedir.
Yuvarlak gövdeli, yer yer bilezikler, rozetler ve kaval silmelerle süslü minaresi kitabesine göre 1924 yılında inşa edilmiştir.
4-1-4- Şerefiye Camisi ve Külliyesi;
Kentin merkezi olan çarşıya yakın konumdaki cami, bir yapılar topluluğu- medrese, imaret, hamam ve türbe– içinde yer alan külliyenin bir parçası olarak inşa edilmiştir.
Dikdörtgen planlı, kırmızı kesme taştan yapılan caminin özellikle minberindeki ağaç işçiliği görülmeye değer değerdir.
Kentin görkemli bir yapısı olan Şerefiye Cami ve Külliyesi sıklıkla ziyaret edilen kentin önemli tarihi yapılarındandırlar.
4-1-5- İslâhiye Medresesi;
İlin en sağlam yapılarından biri kabul edilen ve 1216 yılından yapılan Selçuklu dönemine ait medrese, tarihi süreç içinde özellikle 1589 yılında büyük bir onarım görmüştür.
Dikdörtgen planlı yapının en dikkat çekici bölümü kubbesinin ön cephedeki süslü portalıdır.
Çeşitli kaynaklara göre, İslâhiye Medresesi yapıldığı dönemden başlayarak uzun yıllar birçok değerli sanat ve bilim insanı yetiştiren önemli bir okuldu.
4-2-1- Rahva- El Aman- Kervansarayı;
Tatvan yolu üzerindeki yapı, El Aman olarak da bilinmektedir.
Rahva Kervansarayı, 16. yy. da, Van Beylerbeyi Hüsrev Paşa tarafından 90×70 m. uzunluğu ile en büyük kervansaraylardan biri olarak geniş bir arazi üzerinde inşa ettirilmiştir.
İki sıra olarak- doğu ve batı yönünde– yapılan kervansarayın güney bölümünün oldukça farklı olduğu dikkat çekmektedir.
İçinde birer kapısı olan beş dikdörtgen hücresi bulunan yapıda avlu da göze çarpmaktadır. Kervansarayın güneyindeki büyük haç şeklindeki kapı, geniş ve aydınlık bir alana açılmaktadır.
Rahva Kervansarayı, bölgede özellikle gezilmesi gereken önemli tarihi bir tanıktır.
4-3-1- Ahlât;
Bitlis’e 60 km. uzaklıkta, Van Gölü kıyısında yer alan Ahlât, tarihsel açıdan son derece önemli bir kenttir. Ahlât’ta MÖ 2000- MÖ 1200 yıllarından kalan mezarlar, 13. yy.a ait14 kümbet, 2 kale, Selçuklu dönemi 5 mezarlık ile Osmanlılara ait 1 mezarlık, 2 cami, 1 hamam, kümbetler, yer altı mezar odaları ve bir mescit bulunmaktadır.
Tüm bu tarihi kalıntıların ortak özellikleri bulundukları dönemin mimari ve süsleme örneklerini sergilemeleri açısından son derece önemli yapılar olmalarıdır.
4-3-2- Ahlât Müzesi;
Bitlis’in en çok ziyaret edilen yerlerinden biri olan müze, 1971 yılında hizmete açılmıştır.
Ahlat Müzesi zengin bir koleksiyona ev sahipliği yapmaktadır.
İlçe ve çevresinde bulunan MÖ 2000 yılına ait kaplar ile Urartu, Roma, Bizans, Osmanlı, Selçuklu dönemine ait keramikler arkeolojik ve etnografik yapıtlar sergilenmektedir.
Ayrıca Osmanlı Dönemi yapı ve yapıtları ile 1965- 1991 yılları arasında Ulu Cami ve Çifte Hamam’a ait parçalarda oldukça dikkat çekici tarihi buluntulardandır.
4-3-3- Ahlât- Emir Bayındır Camisi;
Ahlât’ın son derece önemli ve çekici yapılarından olan ve aynı adla anılan kümbetin yanında yer alan Emir Bayındır Cami’nin kitabesinden anlaşıldığına göre yapı, 1477 yılında Bayındır İbn Rüstem tarafından yaptırılmıştır.
Dikdörtgen planlı, iki bölümlü, özgün mimari örneği olan cami yanındaki kümbetle beraber çok sayıda ziyaretçi tarafından ziyaret edilen önemli bir tarihi yapıdır.
4-3-4- Ahlât Sahil Kalesi;
Bitlis’in tarihi önemini arttıran bölgenin en dikkat çekici yapılarından biri olan kale, 1224 yılında Kanuni zamanında Mimar Sinan tarafından yapılmıştır.
Kalenin eski yerinde Urartu Ahlât Sahil Kalesi’nin olduğu kaynaklarda geçmektedir.
Halen surlarının sağlamlığı ile dikkat çeken ve Osmanlı Kalesi olarak da anılan Ahlât Sahil Kalesi kentte en çok ziyaret edilen tarihi yapılardan biridir.
4-3-5- Ahlât Mezarlığı;
Selçuklulara ait mezarlık kullanıldığı dönemin, mimari, süsleme, malzeme, teknik vb. özelliklerini yansıtan önemli bir tarihi merkezdir.
Dünyanın en büyük tarihi Müslüman Mezarlığı kabul edilen Ahlât Mezarlığı, 11- 12.yy.’dan günümüze kadar kullanıla gelmiş 10 bin m2.lik büyük bir alana sahiptir.
Büyük sanatçıların yapıtlarının yanında 8 binden fazla mezar taşının da bulunduğu mezarlıkta, uçsuz bucaksız kızıl kahverengi tonlarda dikilitaşlar göze çarpmaktadır.
4-4-1- Nemrut Gölü;
Bitlis’e 26 km. ve Tatvan’a 15 km. uzaklıkta, Türkiye’nin en büyük, dünyanın ikinci büyük krater gölü, denizden 2442 m. yükseklikte yer almaktadır.
Adını MÖ 2100 yılında yaşayan Babil Hükümdarı, Nemrut’tan alan göl, aynı adla anılan Nemrut Dağı’nın tepesinde bulunmaktadır.
Nemrut Dağı’da, IV. jeolojik zamanda patlamasıyla oluşan gölün suyu tatlıdır. Volkanik faaliyetler nedeniyle gölün çevresinde sıcak ve ılık su kaynakları bulunmaktadır.
Çevresinde Yeşil, Soğuk, Ilık adlı göllerin yanında diğer iki küçük göl de dikkat çekmektedir. Kar ve yağmur sularıyla beslenen, 100 -155 m. derinliğindeki gölde yüzmekte mümkündür.
Ayrıca kampçılık faaliyetlerine de izin verilen gölün çevresinde çeşitli kuş ve çiçekler de son derece güzel bir görüntü sergilemektedir.
Bölgede yer alan diğer göllerden Nazik, Arin ve Aygır’da bölgede görülmesi gereken doğa harikalarıdır.
Bitlis’te gezilip görülmesi gereken yapılar;
Kaleler; Ahlât Kalesi, Adilcevaz Sahil- Kef Kalesi, Tatvan Kalesi, Ahlât Sahil Kalesi, Hamamlar– Han Hamamı, Paşa Hamamı, Han Sarayı Hamamı, Saray Hamamı.
Hanlar– Hatuniye – Hazo Hanı, Papşin- Hüsrev Paşa Han, Başhan Han, El- Aman Hanı, Yusufiye Hanı, Duhan Hanı, Kokoz Zal Paşa Hanı, Ahlât kümbetleri ve mağaraları, Kervansaraylar-Şerefiye Kervansarayı, Arasta Kervansarayı, Yusufiye Kervansarayı, Camiler– Gökmeydan Cami, Kızıl Cami, Sultaniye Cami, Hizan Cami, Şerfiye Külliyesi Cami, Ulu Cami, Dörtsandık Cami Ayne’l- Badrid Cami, Şeyh Hasan Cami, Alemdar Cami, Kureyşi Cami, Taş Cami, Hatuniye Cami, İskender Paşa Cami, Emir Bayındır Cami, Tuğrul Bey Cami, Kale Altı Cami, Medreseler-İhlasiye Medresesi, Hatibiye Medresesi, türbeleri Bitlis- Abdurrahman Gazi, Şeyh Babo-Üryan Baba türbeleri, Kümbetler– Ahlat- Usta Şagirt, Emir Ali, Emir Bayındır, Küfrevi, Çifte Kümbetleri ile Van Gölü çevresi, Kaplıcaları, Nemrut Dağı Krater Gölü, Nazik Gölü, Ahlat Sütay Yaylası, Reşadiye Çukuru- Norşen, Arin Gölü, Treking alanları, Kayak merkezleri, kuş gözleme alanları, Süphan Dağı, Delikli Taş, Kaplıcalar– Güroymak-Çukur Kaplıcası, Ilıcak-Germay Kaplıcası, Nemrut Dağı Kaplıcası, Alemdar Kaplıcası, Köprü Altı Kaplıcası, Çim Çölmüğü Kaplıcası, Arap Köprüsü Kaplıcası, Yılan Dirilten Kaplıcası, Acı Su Kaplıcası vb. ile Bitlis’in muhteşem tarihi, özgün mimari tarzında yapılan avlulu geleneksel evleri de bölgede hem öğrenip hem güzel zaman geçirmek açısından gezilip görülmesi gereken yerlerin başında gelmektedirler.