1-Balıkesir;
Coğrafi;
Komşular; Balıkesir, iki denize- Marmara ile Eğe- kıyısı ve sınırı bulunan bir ildir. Güneyinde Manisa ve İzmir, batısında Çanakkale ve Eğe denizi, doğusunda Kütahya ve Bursa, kuzeyinde Marmara denizi ile çevrili olan Balıkesir en çok adaya sahip kenttir.
Yüzölçümü; 14.456 km2.
İlçeler;Ayvalık, Balya, Bandırma, Bigadiç, Burhaniye, Dursunbey, Edremit, Erdek, Gömeç, Gönen, Havran, İvrindi, Kepsut, Manyas, Marmara, Savaştepe, Sındırgı, Susurluk.
İklim; Balıkesir konumu nedeniyle, ülkemizde görülen iklimlerden üç tip –Akdeniz, Eğe ve karasal– iklim etkisi altındadır.
Denize yakın kıyı ilçelerinde Akdeniz ve Eğe iklimi etkisiyle yağışlı, nemli, ılıman hava etkili olurken yükseklere çıkıldıkça ve iç kesimlerde karasallık egemendir.
Tüm il genelinde en çok yağışa ilkbahar ve kış aylarında rastlanırken kıyılar dışındaki diğer alanlar kışın kar yağışı ve soğuk hava etkisi altındadır.
Yaz aylarında kıyılar daha nemli ve sıcakken iç kesimler kurak, yükseklerde de daha ılıman bir iklim görülmektedir.
Bitki Örtüsü; Balıkesir ve çevresinde yeterli miktardaki yağışların da etkisiyle % 35,5 dağlık ve tepelik alanlar- 1767-1774 m. Kazdağı- Akkaya, 767 m. Hodul ve Musluk dağları, 1338 m Madra, 1615-1625 m Alaçam, 782 m. Kapıdağ, 764 m. Karadağ, 1336 m. Çataldağı- Kepez, 767 m. Karadağ, 600 m. Sularya, 881 m. Gelçal- Gerçel- Keltepe, 803 m. Kapıdağ, Edincik– dağ ve tepelerin % 45 oranındaki ormanlarda çeşitli ağaçları –gürgen, göknar, kestane, ıhlamur, meşe, palamut, zeytin vb.– ile % 8 çayırlar zengin su kaynaklarıyla- Atnos, Kızıklı, Kara, Havran dereleri, Zeytinli ve Kızılkeçeli, Gönen, Nilüfer, Susurluk-Simav, Bakırçay, Akkayası, Koca, Havran, Zeytin, Kirmasti çayları ve Manyas, Tabak gölleri ile Çay Gören Barajı Gölü– beslenmektedir.
İlin % 53 platolar, % 0,4 yaylalar ve % 10,9’unu oluşturan ovalarda- Balıkesir, Manyas, Gönen, Edremit, Burhaniye, Ayvalık, Sındırgı, Bigadiç, Bergama, Susurluk, Körfez, İvrindi ovaları- yeşil alanlar çoğunluktadır.
Ulaşım; Ülkemizin pek çok yerinden Balıkesir ile ilçelerine kara, demir, deniz ve havayolları ile kolaylıkla ulaşmak mümkündür.
Tarihi;
Tarihi arkaik dönemlere kadar giden Balıkesir’in MÖ 3000 yıllarında önemli bir yerleşim yeri olduğu il ve çevresinde yapılan araştırmalarda elde edilen çeşitli buluntulardan bilinmektedir.
Bilinen ilk sakinleri Mizilerden dolayı uzun süre adı Mysia- Misya olarak anılan Balıkesir’de Truva, Hitit, Frig, Mısır, Lidya, Pers, Büyük İskender ve Bergama Krallığı gibi Anadolu’nun belli başlı uygarlıkları hüküm sürmüştür.
MÖ 130 yılında Romalıların eline geçen kent, Roma İmparatoru MÖ 117- MÖ 138 Hadrianus zamanında oldukça gelişmiştir.
Kentin bugünkü adı Balıkesir’in Hadrianus’un av yaptığı yer olan Eski Hisar- Paleo Kastro’dan ya da Pers Kralı Balı-Kisra’dan geldiği varsayılmaktadır.
Roma’nın ikiye ayrılmasıyla 395 yılında Bizans dönemini yaşamaya başlayan kent ar
alıklarla 670- 678 Arap istilalarına maruz kalmıştır.
Zaman zaman Türk akınlarına sahne olan Balıkesir, 1303 yılında Karesi Beyliği’nin başkenti olmasıyla Türklerin kentte kalıcı olduğu düşünülmektedir.
Daha sonra Selçuklular dönemini yaşan kent Balak- Hisar- Hisar Kenti olarak anılmaya başlamıştır.
1308- 1335 İlhanlı toprağı olan Balıkesir, 1345-1363 yılında Osmanlıların eline geçmiş ve daha sonra bölgeye 17. yy. Yörük, Türkmen ve Çepniler yerleştirilmiştir.
1877- 1878 yılları arasındaki 93 harbi olarak tarihe geçen Osmanlı- Rus Savaşı sırasında Balıkesir ve çevresi Balkanlardan çok sayıda göç almıştır.
Balıkesir, 1919-1922 yılında bir süre Yunan işgali altında kalmış ve kurtuluştan sonra, 1923 yılında da il olmuştur.
Balıkesir ve Çevresindeki Tarihi Yapılar;
1-1-1- Bandırma- Daskyleion- Hisartepe Antik Kenti;
Bandırma -Ergili Köyü ile Kuş Gölü- Paradeisos yakınında yer alan antik kentin tarihi bazı araştırmacılara göre MÖ 12. yy. ya da kalkolitik döneme tarihlerinken bazı araştırmacılara göre ise MÖ 3000 yıllarında- prehistorik dönemlere kadar gitmektedir.
Daskyleion- Hisartepe Antik Kenti’nin önemli bir yerleşim yeri olduğunu kanıtlayan taş baltalar, çakmak taşı dilgiler ile MÖ 1800- MÖ 1700 steatit Babil silindir mühürlerinin hem Balıkesir hem de Anadolu’da var olan Ön Asya kültürlerinin izleri sayılmaktadır.
MÖ 2000- MÖ 1000 yılları arasında Batı Anadolu’da yaşayan ama nedeni tam olarak çözülemeyen bir karanlık dönemden sonra MÖ 1200’de elde fazla kanıt olmasa da bölgeye egemen olan kavimlerden Dorların Yunanistan, Trakya ve Boğazlardan bölge ve kente geldikleri düşünülmektedir.
Daha sonra Dorları yıkarak bölgeye egemen olan Friglerin Daskyleion’a yerleştikleri yazılı belgeler ve seramikler kalıntılarından anlaşılmaktadır.
Lidya’nın başkenti Sardes’teki hanedan mücadeleleri sonucu kente göç eden MÖ 650 Lidya Kralı Daskylos tarafından kurulan antik kent kralın adından dolayı Daskylos’un yeri -Daskyleion olarak adlandırılmıştır.
Bir süre sonra Lidya’da önemli bir kral ve komutan olacak Gyges’in doğum yeri de olan Daskyleion’un yakınındaki erken dönem yerleşkesinin Troya ile aynı dönemlerde var olduğu saptanmıştır.
MÖ 7. yy. Kimmerlerin yaşadığı, MÖ 6. yy.da Persler tarafından satraplık merkezi yapılan kent, MÖ 334 yılında Büyük İskender, Makedon ve Helenlerle tanışmıştır.
Balıkesir’de yaşayan uluslar kenti gerek güzelliği ve verimliliği gerekse stratejik konumu nedeniyle bölgenin kontrolü açısından bir çeşit kale kent olarak da kullanmışlardır.
Kentte varlık gösteren geç dönem ulusları – Roma ve Bizans’ın ardından Akhaemenid, Makedonya ve Türkler- olarak sıralanabilir.
Bizanslılarda da önemli ve güçlü kale kenti Daskyleion’u imar edip, ekonomisini üst düzeyde tutmuş ve yönetimini yetenekli idarecilere bırakmıştır.
Daskyleion’da yaşamış olan bu devletlere ait maddi kalıntılar yapılan arkeolojik kazılarda yavaş yavaş gün ışığına çıkartılmıştır.
Kentte yapılan kazılarda Kimmerler tarafından yıkıldığı düşünülen Lydia Kralı Daskylos’un sarayının duvar, su kanalları, yapı katmanları vb. kalıntıları halen Bandırma Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
1-1- 2- Edremit- Antandros Antik Kenti;
Edremit yakınlarında Mysia, Troas ile Adramytteion- Burhaniye ve Assos- Behramkale arasında, askeri, ekonomik olarak stratejik bir noktada yer alan Troas Kenti Antandros’un kuruluşunu bazı yazarlar Troia Savaşı öncesine götürmektedir. Ancak kazılarda ele geçirilen- özellikle Yamaç Ev ve Nekropolis vb.- buluntulardan Antandros’un MÖ 1000 kurulduğu varsayılmakla birlikte hemen yakınındaki Assos’un tarihinin MÖ 2000’e gitmesi Antandros’un tarihinin de bu döneme gittiğini düşündürmektedir.
Antik dünyanın en bilinen coğrafyacısı Strabon, bölgede Thrakialı- Trakya Mysialılar sonra da MÖ 7. yy. Limni üzerinden gelen Aiollerin ardından da bölgede egemen olan Leleg kavminin yaşadığını yazmıştır.
Anadolu araştırmacısı Henri Kiepert de yazısında; Herodot, Yarmataş olarak bilinen tepede yer alan bir Pelasg kenti Antandros’un MÖ 499 – MÖ 494 Pers Kralı Dareios’un komutanı Otoneis tarafından alındığından bahsetmektedir.
Bölge ve kent Roma- Bizans’ın ardından Türklerle tanışmıştır.
Kentteki kazılarda MÖ 7.- MÖ 2. yy. nekropol- üç katlı mezarlar, lahitler, kremasyon -ölü yakma yerleri, mezar hediyeleri- kalıntıları, MÖ 1. yy. Roma freskleri, taban döşemeleri mozaikli bir zengin evi taban mozaikleri Balıkesir Müzesi’nde sergilenmektedir.
1-1-3- Bandırma- Kyzikos- Belkıs- Balkız Antik Kenti;
Kyzikos Antik kenti, Dindymos- Ayı Dağı, Hamamlı ve Belkıs-Yeniköy, Düzler, Yapıcı köyleri, Erdek Körfezi- Edincik- Bandırma, Bandırma Körfezi ile çevrilidir.
Bölge ve antik kentte yapılan araştırma ve kazılar sonucunda kentin tarihinin bölge tarihiyle eş zamanlı MÖ 6000 neolitik, MÖ 5000 kalkolitik dönemlerde başladığı ve Dolionis olarak adlandırılan bölgenin ilk yerleşimcilerinin Dolionlar olduğu daha sonra Tirrhenialı Pelesgoslar’ın ardından MÖ 1200 Ege ve Balkan kavimleri başta Miletosluların yaşadığı saptanmıştır.
Daha sonra Lidyalıların yaşadığı Kyzikos, MÖ 546 yılında Pers egemenliğine girmiştir.
MÖ 364 yılında bağımsızlığını kazanan kent MÖ 334 yılında Büyük İskender ile birlikte Makedon ve Helen uygarlığıyla tanışmıştır.
MÖ 3. yy.’da denizlere yakınlığı nedeniyle önemli bir ticaret kenti olan Kyzikos, MÖ 2. yy.’da Bergama ile ilişkilerini geliştirerek bilim ve kültür merkezi haline gelmiştir.
Daha sonra Roma egemenliğine giren kent, 324 Bizans döneminde bölgede öne çıkan Byzantion ile zamanla sönükleşti ve konumu nedeniyle– Byzantion’nun Yolu üzerinde -Bizans’a saldırmak isteyen topluluklar tarafından oldukça zarar görerek 7-8. yy. da da idari veya askeri önemini yitirmiştir.
Ardından istilalar, özellikle Arap akınları, depremler ve yangınlarla zamanın önemli yapıları-darphaneler, üç liman, Hadrian Tapınağı, Amphitiyatro, surlar, şarap ve zeytinyağı imalathaneleri, buğday, mermer ve parfümeri depoları vb.- ile alanında önemli bir koloni olan Kapıdağ Yarımadası’nı, anakaraya bağlayan Kyzikos’un surları, yapıları, ticari limanı Arteke- Erdek yıkıldığı için kentte kalanlar Erdek’e göç etmişlerdir.
Kyzikos Antik Kenti’ndeki önemli tarihi yapılardan, kentteki 4 tapınağın en büyüğü olan gösterişli yapı Zeus için yapılmaya başlanmış daha sonra Roma İmparatoru Hadrian adına yapımı devam etmiştir.
123-150-155 yıllarındaki depremlerle çok zarar gören tapınak Antoninler Dönemi’nde 138-197 tamamlanabilmiştir.
İki yamaçlı bir dere vadisinde, 130 yılında yapılmaya başlanan, oval planlı, içinde su balesi ve deniz savaşı sahnelerinin oynandığı yazılan, 180 x155 m. boyutlu Amphitiyatro’nun yanında bir de dereye bağlanan su kanalı bulunmaktaydı.
Kyzikos Antik Kenti’nde önemli tarihi yapılardan bir diğeri de geneli 145 m. çapında, orkestrası 55 m. olan Grek tarzındaki tiyatro benzerlerine oranla büyüklüğü ve bezemelerinin güzelliğiyle önemli bir yere sahiptir. Oturma kısmından orkestra yüksekliği 20 m. olan ve defne ağaçları ile bodur çalılarla kaplı 20 bin kişilik tiyatronun anıtsal bir skenesi de bulunmaktaydı.
1-1-4- Burhaniye- Adramytteion Antik Kenti:
Edremit Körfezi- Madra ile Kaz dağları ile Euenos -Havran ve Olloios- Karıncaçay arasındaki antik kentin Pelasglar tarafından kurulduğu varsayılan, Burhaniye yakınındaki
Adramytteion Antik Kenti’nin geniş bir alana yayıldığı Misyalıların da ilk yerleşimcilerinden olduğu düşünülmektedir.
Antik coğrafyacı Strabon, liman kentini savunan ticaretin gelişmesine katkı sağlayan Lidyalıların, kentin çoğunluğunu oluşturduğunu belirtmektedir. Ayrıca Lydia Prensi Adramis’in kenti yenilediğini ve Atina’dan kovulan Delos Adalılarının da kente geldiklerini yazmıştır.
Aiolislular ve Lesbosluların arasında önemli bir yerleşim mücadelesine sahne olan kent,
MÖ 546 Persler tarafından alınarak Adramytteion da Daskyleion satraplığına bağlanmıştır.
Antik Mysia bölgesinin en önemli yerleşim yerlerinden biri Adramytteion kendi adına sikke basabilme yetkisine sahip iken MÖ 499 – MÖ 494 Batı Anadolu’da çıkan isyanlarla kent harap duruma getirilmiş ve önemini yitirmiştir.
Devam eden saldırı ve istilalarla antik kent denizden içeriye taşınarak Edremit’e dönüştürülmüştür.
Antik kentin kalıntıları ve sikkeleri Ören Müzesi’nde sergilenmektedir.
Bölgede ki diğer önemli antik kentler; mermer ocaklarıyla tanınan Saray Köyü- Prokonnes, Biğadiç- Hisar Köyü- Ancyra, Dursunbeyli- Hadrianeia, Edremit- Güre Astyra, Havran- Thebe / Theb, Erdek- Zeytinliada- Artekaan, Gönen- Sarıköy- Zeleia, Karacaören Köyü- Perihharaxis, Savaştepe- Keraseion, Sındırgı- Attaneion, Bandırma- Plakia antik kentleri de gezilip görülmesi gereken önemli tarihi yerleşkelerdir.
1-2-1- Kapıdağ Yarımadası;
Balıkesir, Erdek Körfezi ile anakaraya bağlanarak Marmara, Avşa ve Paşalimanı adaları ile çevrili bir yarımada şeklinde Marmara Denizi’ne kadar uzanır.
Balıkesir Yarımadası gerek coğrafyası gerek doğal güzellikleri- kıyıları, koyları, ormanları, zeytinlikleri, şelaleler -Kirazlı, Ballıpınar– ve gerek kültürü- gerekse tarihi yerleri- kiliseler, evler, ayazmalar, tapınaklar vb.– ile turizm açısından vazgeçilmez bir ildir.
Yarımada içinde iken 2. yy. depremiyle yarımadadan ayrılarak küçük bir adaya dönüşen Zeytinli Ada tarih boyunca gemicilere barınak olmuş özel bir limandır.
Antik adı Arktonnesos olan Kapıdağ’ın ilk yerleşimcilerinin MÖ 4. yy. Miletoslular olduğu yapılan araştırmalardan anlaşılmaktadır.
Antik dünyanın ilk ve en büyük coğrafyacısı MÖ 65- MÖ 23 Amasyalı Strabon, Geografika adlı kitabında Kapıdağ’da antik kent Hamamlı Köyü- Kyzikos’un üç büyük limanı ile bölge için önemli bir kent olduğunu yazmaktadır.
O günden beri önemini yitirmeyen adada Amfitiyatro ve Zeus adına yapılan tapınak, 123 yılındaki depremde yıkılsa da yıkıntı malzemeleriyle tekrar inşa edilmiştir.
Tapınak daha sonra Hadrianos’a adanarak MÖ 167 yılında Aristoteles tarafından açılmıştır.
Hıristiyanlık dönemi 4. yy. Meryem adına yapılmış bir kilise- Meryem Ana Kilisesi- Kirazlı Manastırı, Üç Güzeller- Kharitler- anıtı ile bir ayazmanın kalıntılarını görmek mümkündür.
Geçmişten bugüne ada içinde pek çok köy- Ocaklar, Hamamlı, Narlı-İlhanlar, Doğanlar, Turanlar, Yukarı Yapıcı, Ballıpınar, Çakıl vb.- bulunmaktadır.
Bu köylere genellikle 1924 yılından sonra mübadeleyle Selanik’ten gelen kişiler yerleştirilmiştir.
Halen yaz- kış son derece çekici bir yer olan yarımada gezginleri kendine hayran bırakmaktadır.
1-3-1- Manyas Gölü;
Bandırma- Erdek körfezlerinin güneyinde, denizden 20 m. yükseklikte, 5 m. den daha derin 160- 178- 192 km2. lik alanı kaplayan ülkenin 6. büyük gölü, salkım ve söğütlerle çevrili Manyas, Kocaçay, Karadere ve Susuzluk çayları ile beslemektedir.
Gölün önemli bir bölümünü -56 dekar- meydana getiren Kuş Cenneti’nin tarihi de MÖ 6. yy. kadar uzanmaktadır.
Yazılı kaynaklarda kralın av yeri- Paredeisos olarak adlandıran alan çok sayıda kuşun –leylek, karabatak, balıkçıl, kaşıkçı, dalgıç, yağmurkuşu, mavi karga, saz bülbülü, çulluk ve çeşitli su tavukları– yaşam alanıdır.
Ayrıca göç yolu üzerinde ve başta- sazan, yılan ve turna balıkları, kuğu, kaz, ördek, karabatak, yeşilbaş, martı, saka, kurbağa, kurt, solucan, böcekler vb.- olmak üzere yaklaşık 239-255 farklı tür 8600 kuş çeşidinin yıllık 2-3 milyonuna ev sahipliği yapmaktadır.
Özellikle son yıllarda sayıları hızla azalan Tepeli Pelikanlar’ın en önemli üreme istasyonu, kuşların ve balıkların besin kaynağı Manyas gür ve sağlıklı bir bitki örtüsüne sahiptir.
Tanındığından beri değer verilen ve hayranlıkla gözlenen göle Kuş Cenneti adını vererek dünyaya tanınmasını sağlayan Alman bilim insanı Koswing olmuştur.
1-4-1- Burhaniye;
Balıkesir’in Ege Denizi kıyısındaki ilçesi Burhaniye, gerek doğal ve coğrafi özellikleri gerekse tarihi değerleri açısından bölgenin önemli yerleşim yerlerinin başında gelmektedir.
İlk çağlardan beri kült merkezi olarak kullanılan ilçede çok sayıda sunak alanı bulunmaktadır.
Halen bölgedeki kalıntılardan özellikle sunaklar- Asartepe, Dede Kaya, Dede Tepe, Fuğla Tepe, Balıklı Taş, Börezli mahallesi Altarı, Çamlık Tepe, Deliklitaş, Duvanlı Kaya, Harmankaya, Hisarköy Altarı, İnkaya Mağarası, Kaplan Sivrisi Merdivenli Kaya, Pekmez Tepe, Yılantepe- Roma ve Bizans dönemlerine aittir.
1-5-1- Yazören Mağarası;
Savaştepe İlçesi yakınlarında ağaçlar ve tütün tarlalarıyla çevrili, büyükbaş hayvanların çoklukla görüldüğü geniş bir ovayı andıran çukurluğun sonunda yer alan mağara kayaların erimesiyle oluşmuştur.
25 m. yükseklikte, 3.5 km. uzunlukta, 20 m. genişlikte ve 100 m. derinlikteki mağara binlerce yıldır bölgenin sularını topladığı için çevrede su yutan delik de denilmektedir.
Mağaranın içindeki binlerce yılda oluşmuş taş, sarkıt ve dikitler ile özellikle mağaracılıkla uğraşanlar ve doğa severler için son derece ilgi çekici bir parkurdur.
Mağara turizm açısından değerlendirilebilecek önemli bir merkez olarak da yararlanılabilir.
Ayrıca Balıkesir ve civarında gezilip görülebilecek pek çok yer ve yapıdan bazıları ise;
Seklik, Düdüklü Kaynak Suyu, Asarkaya, Kırtık, Dutluca, Taylı köyleriyle camiler; 1388 yılında Yıldırım Beyazıd tarafından yaptırılan 12 odalı bir medrese ve bir imaretten oluşan, zaman zaman onarım gören Yıldırım Cami ve Külliyesi, 1461 yılında Zağanos Paşa tarafından yatırılan, cami, türbe ve hamamdan meydana gelen, Türk mimari ve süslemeleriyle dikkat çeken, zamanla depremlerle yıkıldığı için onarımlar geçiren Zağanospaşa- Paşa Külliyesi ve Cami, Bandırma- Haydar Çavuş, Kurşunlu, İbrahim Bey- Hacı Arif Ağa, Eşref Rumi, Hüdavendigar, Ayvalık-Hamidiye camileri ve Edincik-Ulu Cami, Burhaniye- Hacı Ahmed Cami ile Namazgâh bulunmaktadır.
Ayrıca il ve çevresinde çok sayıda türbeden; Karesi Bey, Zagnos Paşa, Paşa Sultan, Edincik- Kız Dede türbeleri ve Ali Şuuri Medresesi ve Taşpınar Hamamı kent ve çevresinin Türk- İslam eserleridir.
Akçay, Ören, Kent Müzesi, Antandros, Sarımsaklı, İvrindi son derece şirin sokakları ve evleriyle Alibey -Cunda Adası, Şeytan Sofrası, Saat Kulesi, Taksiyarhis, Agia Triyada, Agios Dimitrios, Panaya, Pantelemios,Yannis ve Nikolas kiliseleri, Ayışığı Manastırı- Hekatonnesoi adıyla anılan 22 adet adasıyla tam bir adalar kenti Ayvalık, Pandermit -Bandırma, Ertaka -Erdek Açık Hava Müzesi, Gönen-Mozaik Müzesi, Kyzikos, Savaştepe-Yazören Mağarası gezilip görülmesi gereken yerlerin başında gelmektedir.
Bunların yanı sıra Balıkesir ve çevresindeki doğal alanlar, plajlar ile mesire ve piknik yerleri, kaplıca, ılıca ve içmeler, spor alanlarından; Ayvalık, Sarmısaklı, Altınkum, Çamlık, Ali Bey Adası, Burhaniye, Ören, Edremit, Akçay, Göl Pınar, Altınoluk, Erdek, Çuğra, Zeytinliada, Bandırma, Livatya, Gönen, Karakum, Taraca, Marmara Adası, Avşa Adası, Paşa Limanı, Ekinlik Adası ve Çınarlı Köyü deniz kıyısı dinlenme merkezleridir.
Çamlık, Kuş Cenneti, Sındırgı- Kertil- Çamurlu dinlenme yeri, Değirmenboğazı, Çağış, Sütüven orman içi dinlenme alanları, Pamukçu- Bengi, Bigadiç- Hisarköy- Asarköy, -Balya Dağ, Edremit- Bostancı- Derman, Güre, Gönen, Emendere- Ilıcaköy, Hisaralan, Hozluca, Karaağaç- Uyuz, Sarısu, Kösemdede, Zeytinliada, Ekşidere, Manyas Kum, Yıldız, Gökçedere, Ömer Köy, Dağ Kaplıcaları, Dutluca- Ekşisu, Pelitköyü- Zeytinpınarı içmeleri ve Acıcasu maden suyu bölgenin önemli su kaynaklarıdır.
Balıkesir’de diğer ziyaret edilmesi gereken yerlerden bazıları; Akçay- Hasan Boğuldu Göleti Erdek-Paşalimanı Adası, Sarımsaklı- Şeytan Sofrası ve Bedavut, Kazdağı- Darıdere Doğa Parkı, Cunda-Ortunç Koyu, Edremit- Tahtakuşlar Etnoğrafya Müzesi, Akçay, Altınoluk, Kaz- İda Dağı, Manyas, Kuş Cenneti başta gelmektedir.