ABBASİLER

ABBASİLER 750-1517

Abbasiler, Emevilerin (661-750) ardından  500 yıl İslam halifeliğini elinde tutan Müslüman Arap Hanedanı’dır.

Hz. Muhammed’in (632) ölümünün ardından 4 Halife (Hz Ebu Bekir, Hz.Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali) dönemi yaşandı. Daha sonra çeşitli ayak oyunlarıyla Emevi Hanedanı kurucusu Muaviye halife oldu.

Muaviye’den sonra  hilafeti Yezit ele geçirdi. Emeviler döneminde özellikle Yezit, Müslümanlara baskıyı arttırdı.

Halk, içten içe yönetimi değiştirmek istiyordu. 

Böylece Hz. Muhammed’in amcası Abbas bin Abdülmuttalip’in soyu Abbasiler, Emevileri karşı ayaklandılar.

750 yılında yönetimi ve hilafeti ele geçiren Abbasiler, Müslüman coğrafyasının büyük bölümüne 1258 -1517 yılına kadar egemen oldular.

İlk Abbasi halifesi Ebu’l-Abbas Seffah  (750-754) kardeşi Ebu Cafer’i Cezire ve Azeybaycan valiliğine, amcası Davud’u Hicaz, Yemen ve Yemame valiliğine, amcası Abdullah’a Suriye valiliğine, amcası Süleyman‟a Basra, Bahreyn, Umman valiliğine, Ebu Avn‟e Mısır, Ebu Müslim’e, Horasan ve Irak valiliklerine atayarak her  koldan yönetimi elinde tuttu.

Böylece Abbasiler, Kuzey Afrika ve Endülüs dışında bütün Emevi topraklarını ele geçirdiler.

Seffah kardeşi Yahya’yı 12 bin kişiyle Musul’a göndererek Musul halkının çoğunu öldürttü. 

Bu duruma karşı koyan Horasanlı süvarilerin kumandanı Bessam’ı ve isyanını kanlı bir şekilde bastırıldılar. 

Seffah’ın ardından başkenti Şam’dan Bağdat’a taşıyan kardeşi Mansur (754-775) yönetimi devraldı.

Abbasiler ilerlerken Maveraünnehir’de Buhara, Semerkant ve Şaş’ı aldılar. 

Türkler, Çinlilerden yardım istemek zorunda kaldı. Ancak Çinliler Türklerin elindeki Koçayı, Doğu Türkistan Tokmak kentlerini ele geçirip çiftçi ve askerleri esir alınca, Türkler, 751 yılında Çin’in Talas kentinde  Çin ve Abbasi savaşında Abbasilerin yanında yer aldılar. Çinliler yenildiler.

Bu dönemden sonra Çin iç karışıklığa düşerken Türkler ve İranlılar Arap ordusunda etkin olmaya başladılar.

Daha sonra Abbasiler’de  Mehdi (775-785) ve Hadi  (785-786) başa geçtiler. 

Onların ardından Bermekiler sayesinde 17 yıl görkemli saltanat süren Abbasilerin en ünlü, en zengin ve en zalim hükümdarı Harun Reşid, (786-809) yönetime geçti. Harun Reşid’in ardından  oğulları Emin, Memun ve Mutasım halife oldular.  

Onların zamanında yeni bir kent, Samarra kuruldu ve burada Türklerden askeri ordu oluşturuldu.

838 yılında Bizans Anadolu’suna saldırarak başarılı olan Mutasım, İznik yakınlarına kadar ilerledi.

Daha sonra oğlu Vasik (842-847) zamanında Türkler sadece askeri değil yönetimde de etkili olmaya başladılar. 

Vasik öldükten sonra Abbasiler dağılmaya başladı. İçlerinden 20 kadar bağımsız devlet ( Büveyhiler, Tahiriler, Samaniler, Şirvaniler, Saffariler, Hamdaniler, Mervaniler, Mirdasiler, Ukayliler, Zengiler, Karahanlılar, Tolunoğulları, İhşidiler, İdrisiler, Murabıtlar, Muvahhidler, Hfsiler, Ağlebiler, Fatimiler, Karmatiler) çıktı.

İran’ı alan Büveyhiler, 945 yılında Bağdad’ı alsa da Halife Kaim (1031-1075) zamanında Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Tuğrul, 1031 yılında Büveyhîler’den Bağdad’ı alarak bu kabileler arasında önemini arttırdı.

Halife Müstazhir’i ise Haçlılara yenildi. 

Ancak Oğuzlara tutsak düşen Sultan Sencer ölünce 1157 yılından sonra Büyük Selçuklu parçalanarak beşe (Anadolu, Kirman, Horasan, Suriye ve Irak Selçukluları) bölündü.

Zamanla bölünmeler ve  savaşlarla zayıflayan Abbasile’den Cengiz Han’ın torunu İlhanlı devleti kurucusu Hülağu, 1258 yılında Bağdad’ı aldı. 

İlhanlılar, kentteki onbinlerce kitaplık kütüphaneyi yaktılar. Kalan kitapları Dicle’ye atınca mürekkepler günlerce suları boyadı.

Halife Mustasım öldürüldü. Böylece 508 yılında Abbasiler tarih sahnesinden silinmeye başladı. Sonraki Halife Zahir’in oğlu Ahmed Mısır’a kaçarak Memlük Baybars’ın komutasına girdi.

Orada Müstazhir adıyla 1261 yılında kendini  halife ilan etti. 

Mısır’da sadece dini sembol olan Abbasi halifeliği Osmanlı döneminde 1517 Yavuz tarafından alınarak kutsal emanetlerle birlikte İstanbul’a getirildi. Daha sonra Memlükler komutasındaki ordu Abbasilere son verildi.

Abbasilerin Hakkında Kısa Kısa;

Abbasiler, Hz Ömer zamanında kurulan Divan’ı geliştirip  değişik görevler altında topladılar. Abbasilerin gelirleri toprak vergisi ve zekattı. Bu paraları imar faaliyetleri ve askeri harcamalar için kullandılar.

Merkezi örgütlenme divan ve bölümlerinden (Divan-üs Saltanat” ve Divan-ül Adl) oluşuyordu. Vezirler, Kadil- Kutadlar ve benzeri yüksek memurlar divanın üyesiydiler.

Divanda  mancınıklar, mangoneller, koçbaşılar, merdivenler, kıskaçlar ve kancalar gibi bir dizi örgüt bulunurdu. Divan’da  düzenli ordu, vergi, hazine ve müzakereler görüşülürdü.

—Eyaletlerde valiler, kadılar halifeye bağlı çalışırdı. 

—-“Erbab-ı Seyf” yani kılıç sahipleri ile Osmanlı’daki İlmiye sınıfı gibi  “Erbab-ı Kalem” yani kalem sahipleri olarak iki kademe şeklinde  devlet işleri yönetilirdi.

—-847-861 Halife Mütevekkil’nin annesi Sucag, Harezmli Türk asıllı olduğu için komutanlarını Türklerden seçti ve Abbasilerin Türklerle yakınlaşmasını sağladı.

—-Kuşatma makinesinden oluşan, sürekli eğitilen, düzenli maaş alan ordu en önemli kurumdu.—Abbasiler, en parlak dönemini (786-809) Harun Reşit zamanında yaşadı. Bu dönemde halkın refahı arttı. Ziraat, ticaret, bilim ve eğitim düzeyi gelişti. Bağdat, Doğu’nun en büyük ve en önemli ekonomik merkezi hâline geldi. Tüm ülkede kültürel ve mimari ilerleme yaşandı.

— Abbasi sanatı özellikle camilerde Bağdat yakınında Samara Cami üzerinde en güzel örneğini oluşturdu. Enine planlı, geniş  camiler yapan Abbasiler, mihrap, minber ve minareyi yaygınlaştırdılar.

—Çevresi hendeklerle çevrili iç içe iki sıra surlu, kare planlı, adlarını bulundukları yöndeki kentlerden alan dört kapılı Bağdat kentini 762-765 Mansur kuruldu. 

Bağdat’ta aç planlı saray, kerpiç duvarlı, ahşap sütunlu, düz damlı sade inşa edilen Ulu Cami’yi, Harun Resid 808 yılında tuğlalarla sağlamlaştırdı.

—-Uzun planlı, Dicle kıvrımına uygun Samarra Kenti bu dönemde kuruldu. Kent, cami, saray, türbe ve evlerle imar edildi. İslamın ilk anıtsal yapılarından 150 bin kişilik Samarra Ulu Cami , Muğla kerpiç yapısı, mermer tozu ve alçı karışımıyla yapılan (ıtuk) kabartmaları, ışık-gölge süslemeleri ve mimarisiyle dikkat çekmekteydi.

—-Kahire’deki  Tolunoğlu Ahmet Cami’sinde de bu teknik kullanılmıştır.

——-Bazı hanedanlar ( Haşimi, Vaday Sultanlığı, Pakistan- Bastak Hanlığı, Sudan bazı hanedanlıklar ) kendilerini Abbasilerin devam saydılar.

 — Daha sonra Abbasilere başkenlik yapan kentleri (Kufe750, Bağdat, Samerra, Kahire 1517) Osmanlılar alarak ulusun bölünmesini sağladı.

—Arap Abbasilerin mezhebi Sunni idi. Daha sonra Türk devletleri (Tolunoğulları, Akşitler, Gazneliler gibi Selçuklu Hanedanı ) sunnilik mezhebini benimsediler.

Abbasiler’in resmi mezhebi olan Sünnilik aleyhinde bir cephe oluşturmaktan kaçındılar. Bu Türk devletlerin hükümdarları “Es-Sultân’ûl-Galib”, En-Nâsır’ed-Dîn”, Es-Sultân’ûl-Kâhir” gibi lâkaplar ile anılıyordu.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Abb%C3%A2s%C3%AEler

https://islamansiklopedisi.org.tr/abbasiler

https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-18631/abbasiler

https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/abbasiler

https://avesis.uludag.edu.tr/yonetilen-tez/e8f52d84-a7c2-428c-9e9a-87bea289c31f/abbasi-devletinin-kurulusu-ve-ilk-halife-ebul-abbas-es-seffah

https://www.derintarih.com/islam-tarihi/abbasiler-devleti-nasil-kuruldu

https://www.isam.org.tr/yayin/abbasiler

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top