(584-644) Hz. Ömer zamanında, 640 yılında İyaz Ganem’in aldığı Harran’a İslami eserler de yapılmaya başlanmıştır.
Daha sonra başkent yaptığı Harran’a 10 milyon dirhem harcayarak saray yaptıran, tarımı destekleyen Emevi (744-750) Emevi Sultanı II. Mervan da Ulu Cami’yi yenilmiş ve su kanalları yaptırmıştır.
Bu süreci 750 Abbasiler de devam ettirmiş, 1127 yılında Selahaddin Eyyûbi zamanında kente medrese, hastane, çarşı, han, hamam, türbe vb. çok sayıda bina inşa edilmiştir.
Daha sonraki Müslüman halklar ve Türkler döneminde de kente çok sayıda konut, dini ve resmi yapı eklenmiştir.
Ancak zaman zaman olan depremler kente çok zarar verdiği gibi bu eserlerin önemli bir bölümünü de ya yıkmış ya da harap etmiştir.
Harran Ulu (Cuma) Cami;
Höyüğün kuzeydoğusunda bir tepe eteğinde yapılan cami, Anadolu’daki ilk anıtsal cami kabul edilir. 744 yılında başkent olunca Emevi Sultanı II. Mervan tarafından yaptırılan mihraba paralel sahınlı camilerden olan yapının 4 sahını bulunmaktadır.
İlk revaklı, avlulu ve şadırvanlı cami düzgün kesme taştan inşa edilmiştir.
12. yy.’da depremle yıkılan cami sonradan onarılmıştır.
Harim ve avlu kısmından oluşan caminin kare kesitli, altı kesme taş, üstü tuğla minaresi dikkat çekicidir. Yapının zengin taş işlemecili görülmeye değer niteliktedir.
Daha sonra yıkılsa da caminin kırma çatısı taş ayaklar ve sütunlar üzerinde yükselmekteydi.
8 bin kişilik cami hariminin 19 süslü giriş kapısı bulunmaktaydı.
Etrafı revaklarla çevrili avluda bir de şadırvan vardır.
Cami yakınında orta çağ Çarşı Hamamı, Doğu Hamamı, Tonozlu Yol Çarşısı, Miskçi Dükkanı, Umumi Helalar bulunmaktaydı.
Camiye bitişik 1185 yılında yaşamını kaybeden bölgenin din büyüklerinden Şeyh Hayat’ın Türbesi bulunmaktadır.
Ayrıca türbe yakınında tam sahipleri bilinmeyen önemli kişiler olduğu varsayılan mimari özelliğini yitirmiş iki mezar da dikkat çekmektedir.