8-Hakkâri;
Coğrafi;
Komşular;Hakkâri, doğusunda İran, güneyinde Irak, batısında Şırnak, kuzeyinde Van illeri ile komşudur.
Yüzölçümü; 9.521 km2.
İlçeler; Çukurca, Şemdinli, Derecik, Yüksekova ve Merkez ilçe Hakkâri.
İklim; Denizden 1720 m. yükseklikte ülkenin en dik ve sarp ili Hakkari, yüksek dağ, tepe, plato ve ovalarla – Başkale ovaları, Nordüz Platosu, Toroslar- Hakkari dağları, Sat- İkiyaka 3356 m., Terma, Tanin ve 3.725 m. Karadağ, İncebel 3019 m.,Türemiş 3.264 m., Altın 3253 m., Konaklı 3000 m. Kisara 3.500m., Suppa Durek 4.060m., Köşedireği 3.700m., Cilo 4.135 m. Maunseli 3.850 m, Gelyano 3.650 m., Sümbül 3.467 m., Saamur 3460 m., Berdalo ve Yekboy 3250 m., Karacadağ 2954 m., Beyazdağ 3008 m., Gare 3460 m.,Çimen 3150 m. ve Mere 3.200 m. tepeleri – çevrili olmasından dolayı iklimi oldukça serttir.
İl genelinde kısa süren yaz ayları kurak geçerken kış ayları uzun, soğuk ve kar yağışlıdır.
En yağışlı mevsim karların erimesiyle ilin her yerini saran nehir, ırmak ve çaylarından- Zap, Botan, Habur, Avarobaşin, Otluca, Şemdinli suları ile Hacıbey Deresi– akan sularla tüm bölge yemyeşil bir görüntüye kavuşur.
Bitki Örtüsü; Hakkâri topraklarının % 88 gibi çok büyük bir bölümü dağlardan oluşmaktadır.
İlin ancak % 14’ünün tarım arazisini içine alan belli başlı plato ve ovalarda – Nordüz, Feraşin, Mirgezer, Gevar ve Mendin-ile Gever Ovası– ekim yapılabilmektedir.
Büyükbaş hayvancılık içinde elverişli platolarda ormanlık alanlar az iken yaylalarda çayır ve otlaklar bulunmakla birlikte il geneli bitki örtüsü bakımından oldukça fakirdir.
Dağların yamaçlarındaki ormanlık alanlarda daha çok meşe, çınar, söğüt, ahlat, kavak, dişbudak, alıç, ardıç ağaçları ile fundalıklar ve alpin çayırlara rastlanmaktadır.
Bölgede yetiştirilebilen tarım ürünleri- arpa, mısır, buğday, çeltik, ceviz ve dut vb.- yanında dağ ve platolardaki göller- Cilo, Buzul, Karadağ, Resko Gelyana, Sat, Seyithan, Golaşin, Golan gölleri– ile buzul gölleri ve vadilerinde- Zap, Nehil, Avarobaşin, Şemdinli, Hacıbey vadileri– çeşitli yiyecekler –susam, pirinç, meyve vb.-yetiştirilmektedir.
Ulaşım; Yaz günlerinde Hakkâri ve çevresine uygun karayollarıyla ulaşılabilse de kışın halen bazı yollar yoğun kar yağışı yüzünden kapanmaktadır.
Hakkâri ve çevresine Van’a kadar tren ya da havayolu ile de ulaşım yapılabilmektedir.
Tarihi;
Doğu Anadolu’nun en dağlık arazisine sahip Hakkâri yüzölçümüne göre topraklarında ülkenin en az nüfusunu barındırmaktadır.
Tarihinin MÖ 7000’li yıllara kadar gittiği düşünülen Hakkâri’ye ait eldeki kaynaklar Yüksekova yakınlarında bulunan Asurlular dönemi ve öncesine ait yazıtlardır.
2600 m. yükseklikteki Gevarik- Gevaruk vadisindeki kayalara oyulmuş MÖ 5500 yıllarına tarihlenen resimler ülke ve bölge tarihini anlamak açısından son derece önemli belgelerdir.
Geçmişi ve adı Sümerlerin Hakar boyuna dayandığı varsayılan Hakkâri’yi Araplar Ibn Havkal’dan dolayı Hakkariye- Hakanların Kenti olarak adlandırsalar da Türkler zamanında il Çölemerik adıyla anılmıştır.
MÖ 1000 yıllarına gelindiğinde Asur tabletlerinde Kaki, Dadi denilen ve bağımsız bir kralla yönetilen Habuşkia Ülkesi Hakkâri ve çevresi geçmişten günümüze pek çok uygarlığa- Hurri, Babil, Sümer, Akad, Asur, Med, Urartu, Pers, Makedon, Selevkoslar, Arap, Selçuklu, Akkoyunlu, Karakoyunlu, Safeviler ve 1514 Çaldıran Serefi ile Osmanlı– ev sahipliği yapmıştır.
Daha sonra 1915 yılında Ruslar tarafında işgal edilen kent, 1926 Ankara Antlaşması ile öğürlüğüne kavuşmuş ve 1936 yılında da il olmuştur.
Ayrıca kent ve çevresinde; Musaşir Antik Kenti, Nasturi Kilisesi, Selçuklu- Meliksat Cami, Meydan Medresesi, Gevaruk Kaya resimleri ile Zap vadisi, Cilo-4150 m. ve Sad dağları görülmeye değer yerleridir.
Hakkâri’nin kurulduğu dönemlerden kalma ve ilk adlarından biri olan Çölemerik Kalesi’ndeki antik dev mezar odalarının – 2.10 m. yükseklikteki içlerinde bulunan 25 insan iskeletiyle ve yiyecek- içecek çanak- çömleklerinin– ve dikilitaşın- bir yüzlerine bir insanın üst kısmının belirgin detaylarla işlenmiş, yükseklikleri 70 cm. ile 3 m. arasında değişen 13 dikilitaş– tarihinin MÖ 1000- Erken Demir Çağı yıllarına gittiği belirlenmiştir.
Bu eserlerin bulunduğu yerin yakınlarında bir dikdörtgen odada da MÖ 1500- MÖ 1300 yıllarına ait 50 kadar insan iskeleti yanlarındaki takıları, tunçtan hançerleri ve kişisel eşyalarıyla bulunmuşlardır. Bu eserler, Meydan Medresesi’nde koruma altına alınmıştır.
Türkiye’nin en uzak noktalarından biri olan Hakkari buzul gölleri, dağlarının dorukları, yüksek yaylaları, şelaleleri ile başta dağcılık, doğa yürüyüşü, kış sporları, rafting, su ve kara avcılığı ve doğal alanlarda zaman geçirmek isteyenler için son derece sakin ve ender bulunan bir yerdir.
Ayrıca Hakkâri, içmeleri ve kaplıcaları- Beytüşşebap- Zümrüt kaplıcasları ile de ziyaretçilerini beklemektedir.